Bayram...


Kalanlar bu gün yarın yollara dökülecek.
Nereye ?
Bayrama!...
Oysa bayramlar evde olur. Camide, kabristanlarda olur.
Yaşadığımız şehirde, mahallede, sokağımızda, apartmanımızda olur.
Anamızla, babamızla, çocuklarımız, kardeşlerimiz, akrabalarımız, komşularımızla olur.
Unuttuk.
Her geçen yıl biraz daha uzaklaşıyoruz.
Biz büyüklerimizden, çocuklarımız bizden.
Yarın ne olacak biliyorsunuz değil mi?
Bir bayramı daha telefon mesajlarına sıkıştıracağız.
Duygusuz, sevgisiz, samimiyetsiz, sıradan kelimelerden oluşturduğumuz kutlamaları aynı şablonla topuna birden atacağız…
Artık evlere şeker, lokum, bile alınmıyor.
Kolonyayı zaten unuttuk.
Bayramlık ‘kırmızı pabuç’larıyla uyuyan çocuklar eski bayram yazılarında kaldı.
Bayram günleri mantar tabancasıyla kafamızı şişiren bebeleri bile özledik.
Bayramlık mendil veren dayılar, halalar, komşular kaldı mı ki?
Çaldığınız kapıları açan yok.
Yine pencerelerde, balkonlarda bekleyecek yaşlılar.
Bir sürpriz yapar mı çocuklar, torunların ellerinden tutup gelirler mi diye.
Farkındasınız değil mi, yarın arefe, sonraki gün bayram.
Adını unutmadınız değil mi; Şeker Bayramı!