Dalış sırasındaki birincil yaralanmalar kafa ve beyin travması veya sırt ve omurilik yaralanması oluyor. Sığ suya atlama ve havuz etrafındaki ıslak zeminde düşme sonucu oluşan omurilik hasarları, diz ve ayak bileği yaralanmalarının yaz aylarında oldukça sık görüldüğünü belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Emel Atar, “Sığ suyu, maksimum derinliği 1,5 metre olan su olarak tanımlıyoruz. Düşük su seviyesi, suya atlayan kişinin kafasının dip yüzeye çarpmasına ve ani darbeye neden olabilir. Suya dalarken hızlandığından çarpma anında bu ani durma ve darbe ciddi yaralanmalara neden olabilir. Ayrıca su altında görülmeyen nesnelere çarpma da bu tip yaralanmalara neden olmaktadır. Yaz aylarında meydana gelen kazaların başında sığ suya balıklama atlama sonucu oluşan boyun travmaları ve omurilik felci geliyor. Bu tür kazalarda genellikle 15-25 yaş arasındaki genç erkeklerin yaralandığı biliniyor. Gençlerin kendi aralarında yarışması ve diğer arkadaşlarına gösteriş yapma amacıyla riskli atlayışlar ciddi hayati durumlara neden olabiliyor. Ayrıca tüplü dalışta da özellikle sağlıklı, genç, amatör erkek dalgıçlarda omurga yaralanmaları sıklığı artmıştır” dedi.
"Basit bir atlayış felce götürebilir"
Bu hastalarda en sık görülen komplikasyonların ciddi sakatlığa neden olan nörolojik doku bozuklukları olduğunu belirten Doç. Dr. Emel Atar, “Kollarda ve bacaklarda hareket, duyu ve diğer tüm sinirsel aktivitelerin kısmi ya da tam, geçici ya da kalıcı felçleri görülebilir. Servikal omurilik yaralanması sıklıkla solunum yollarının kesintiye uğramasına yol açarak, solunum kası parezi hareketin azalması sonucu gerçekleşen hafif felç ya da hareket etkinliğinin bütünüyle kaybolması) ve/veya felce neden olur. Ölüm genellikle üst servikal travmaya veya boğulmaya bağlıdır. Ayrıca alkol tüketimi, gösteriş ve oyun için yapılan atlayışlar, dalışta omurga yaralanma kazasını hızlandırır. Omurga yaralanmalarında yüzde 50 ila yüzde 80 kadarının kazadan önce alkol ve/veya uyuşturucu tükettiği bildirilmiştir. Eğlence aktiviteleri sırasında omurga yaralanması riski alkol tüketimi ile algı, biliş, mesafe, yükseklik ve derinlik de dahil olmak üzere farkındalıkta bozulma ve risk alma davranışındaki artış nedeniyle artar. Böylece dalış son derece tehlikeli hale gelir” dedi.
"Bilinçsiz ilk yardım kalıcı hasar verebilir"
Yaşanan kaza sonrası yapılacak ilk yardımın büyük önem taşıdığını vurgulayan Doç. Dr. Emel Atar, “Bilinçsiz yapılan ilk yardım bazı durumlarda kazadan çok daha hasar verici olabiliyor. Yaşanan panik anı ve bir an önce yardım etme isteği maalesef kalıcı ve geri döndürülemez hasarlara neden olabiliyor. Böyle bir kaza anında yapılacak ilk müdahale kazazedeyi sudan çıkarıp sırt üstü düz bir yere yatırdıktan sonra kalp atımları ve solunumu kontrol etmektir. Hemen boyun bölgesi boyunlukla sabitlenmeli ve hasta derhal hastaneye sevk edilmelidir. Erken dönemde yapılacak tıbbi ve cerrahi müdahale sonrasında hastanın uzun süreli bir rehabilitasyon programına alınmasının gerekli olduğunu ve bu programın mutlaka bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hekim tarafından planlanması, deneyimli fizyoterapistler tarafından da uygulanması önemlidir” dedi.
"Kırık çıkıklar artıyor"
“Dikkatsizlik, derinliği bilinmeyen havuz ve denizlere yapılan riskli atlayışlar, özellikle havuz kenarlarında ıslak zeminde kaymalara bağlı oluşan düşmeler nedeniyle yaz aylarında deniz ve havuz kazalarına bağlı olarak kırık ve çıkık vakalarında ciddi artışlar gözlemekteyiz” diyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Emel Atar, “Havuz kenarında ıslak zeminde kayma ve düşme sonucu ayak bileği ve el bileği kırıkları ya da omuz yaralanmaları, aquaparklarda yanlış atlayışlar ve düşmeler sonucu ayak, kalça ve bel yaralanmalarını sıkça görüyoruz. Doğru yapılmayan ilk yardım kazadan daha çok hasar verici olabiliyor. Bu tip durumlarda öncelikle kırığın yeri ve durumu (açık, kapalı veya parçalı vs.) önemlidir. Bunu bilmeden kişiye gereksiz müdahaleden kaçınmak çok önemlidir. Kanama varsa öncelikle bu durdurulmalı, kırık bölgesini düzeltmek amacıyla herhangi bir müdahalede bulunulmamalı, kırık bölgesi uygun materyaller ile hareketsiz halde tutulmalı, yaralı uygun pozisyonda en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilmelidir" dedi.
"Bilinçli olmak kaza sonrası kalıcı hasarı en aza indirmektedir"
Kazaları önlemek için basit düzenlemelerin çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Emel Atar, önlemlerden de şöyle bahsetti:
“Derinliği bilinmeyen veya 2 metreden daha az olan suya kesinlikle balıklama atlanmamalıdır. Dalmadan önce daima suyun derinliği kontrol edilmeli ve suya girmeden önce önümüze çıkabilecek engellere dikkat edilmelidir. Sığ sularda şakalaşırken suya itmekten veya kontrolsüz şekilde suya atlamaktan kaçınılmalıdır. Havuz kenarlarına ve plajlara uyarıcı levhalar konmalıdır. Arkadaşlar birbirini uyarmalı, balıklama atlamayı yarışa, gösterişe ve oyuna dönüştürmemelidir. Suyun derinliğinden emin olunmalı, önce ayaklarla girilmelidir. Bulanık ve dibi net görülmeyen suya atlamaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Alkol aldıktan sonra suya kesinlikle atlamamak gerekir, sonuçları ölümcül olabilir.”