​Bilmiyorsan, biliyor–muş gibi konuşma

Çok sevdiğiniz, ne kötü bir söz, ne kem bir göz değmesine kıyamadığınız birileri olur ya hani. Bazen de bu kıyamadığınız bir masal, bir yazar, bir sanat eseri de olabilir. Benim de böyle dokunulmazlarım var. Mesela biri çıkıp Kürk Mantolu Madonna romanını küçümserse ya da Sabahattin Ali’nin yazarlığını olumsuz eleştirirse hemen savunmaya geçerim. Çünkü bana göre Sabahattin Ali’nin eserlerinin her birinin sayfaları üzerinde dakikalarca, hayranlıkla konuşulabilir.



Bu yazımın sebebi olan, gündemdeki konudan uzak kalamadım, konu uzadıkça ve ben okudukça canım daha çok sıkıldı. Magazin programında her konuda ahkam kesen biri, Kürk Mantolu Madonna’nın konusu hakkında saçma sapan bir şeyler söyledi, haberiniz olmuştur. Kitabı okuyup beğenmediğini söylese bu kadar gündeme gelmeyecekti. Ama savunmasında 40 sene önce okuduğunu söyleyip hatırlamadığını ifade ediyor. Ah magazin haber yorumcusu ablacığım, değil 40 sene önce, varsa önceki hayatımda bile okumuş olsam Sabahattin Ali’nin kurduğu cümleleri, hikaye kurgusunu asla unutmam. Sen, kendini savunmak isterken de edebiyat sevenlere sitem ediyorsun. Neymiş efendim, linç etmişler onu, edebiyat sevenlerin daha naif olmasını beklermiş. Bilmediğin konuda, ille de bir şeyler söylemek için çaba göstermeseydin cahil etiketiyle karşı karşıya kalmazdın. Program başlamadan önce, hiç mi bakmıyorsun konu başlıklarına, emin olmadığın konular için iki saniyeliğine Google’a yazıp sormaz mısın? Aylarca Survivor yarışmacıları hakkında konuştun, dinlendin, kolaydı mevzunuz. Madem söz konusu bir edebiyat eseri ve emin değilsen, bilmiyorsan, bir nefes al, sus, biliyor–muş gibi konuşma.


2014 yılında yazmıştım, Sabahattin Ali'nin 1943 yılında kaleme aldığı Kürk Mantolu Madonna’yı neden okumalısınız?


Çünkü:
"Kürk Mantolu Madonna" nın izinde, zamanın sundukları içinden yapılan seçimlerin, bir ömrü nasıl şekillendirdiğini okursunuz.
Onlarca sene de geçse, kadın- erkek ilişkilerinin olası çıkmazlarının aynı olduğunu anlarsınız.
Bugün biz, iletişim kuralım diye teknoloji hayal gücümüzü zorlasa da, sevdiğine gönülden seslenebilmenin esas olduğunu fark edersiniz.
Erkek zihninden kadını, kadın zihninden erkeği dinlersiniz.
İki ayrı insanın "AŞK" tan beklediğini, beklerken "AN" dan kaybettiklerini, "KEŞKE" lerin nasıl ilmek ilmek örüldüğünü okur, şimdi ile dünün iç içe haline şaşırırsınız.
Dillendirilen başka, hissedilen başka ve tüm bunlardan ziyade, şüphenin gerçek olduğuna kanaat getirirsiniz.
Kitabı bitirdiğinizde, eminim siz de, yeni nesiller "Kürk Mantolu Madonna'yı neden okumalı?" sorusuna onlarca cevap bulabilirsiniz.
Kalabalıklar içinde yapayalnız hissetmenin en güzel tarifini anlatır Sabahattin Ali.
Oysa yalnızlığın insan ruhuna aykırı olduğuna inanırsınız, öyledir de zaten. Çaresiz gibi görünen her durumun aslında, yepyeni güzel başlangıçların habercisi olduğunu hatırlarsınız.
Bir kez okursunuz, unutamazsınız.