'Şu yüce dağları duman kaplamış
Yine mi gurbetten kara haber var
Seher vakti anam kimler ağlamış
Çimenler üstünde gözyaşları var.'
Böyle başlar türkümüz.
Her sabah olduğu gibi Pazar günü de (7 Haziran) saat 6-7 arası uyandım.
Sessizce kahvem ve damadım Eddy'den yapmayı öğrendiğim meyveli klafuti tatlımla birlikte bilgisayarın başına oturdum...
Jorge Amado'nun 'İnsanın anayurdu çocukluğudur' sözü doğrultusunda hareket ederek çocukluğum Hadim'in (Konya) sosyal medya sayfası 'Hadimkulder'e baktım...
Sonra yurt haberleri ve gazetelere gelir sıra...
Ve türkümüzde geçen yine bir kara haberle karşılaştım, dostum Orhan Bardakçı'nın paylaşımıyla... İstanbul'da yaşayan, ancak her yıl kiraz mevsimi günlerinde yaz aylarını memleketi Hadim'in Hocalar Mahallesi'ndeki ana-baba ocağı evlerinde hayat arkadaşıyla birlikte geçiren halkın doktoru sevgili Ali Çınar abimle ilgiliydi.
Şöyle diyordu paylaşımında Bardakçı dostum:
'İstanbul'da kurulu Hadim ve Köyleri Kültür Dayanışma Derneği kurucularından camiamızın önde gelen ismi Konya Hadim Hocalar Mahallemizden demokrasi ve bağımsızlık sevdalısı, 'Bey'in ortanca oğlu Dr. Ali Çınar geçirdiği bir kalp krizi sonrası vefat etmiştir.'
Memleketimde her yaz karşılaştığım, muhabbet ettiğim, birlikte dağları gezdiğim, 'Güzelim dünya elveda ve merhaba kainat' demeye bile zaman bulamadığına inandığım Ali Ağabey, ani bir yürek vurgunuyla bu dünyadan ayrılmıştı.
Temmuz ayında Hadim'de buluştuğumuzda memleketim insanlarının gerçek yaşam öykülerinden esinlenerek yazdığı 'Aç' romanını imzalatacaktım kendisine.
ANIT ARDIÇ GEZİSİ
Taşkent'in Balcılar Mahallesi yakınlarında dağların yamacında, 2 bin yıllık olduğu tescillenmiş bir 'Ağıl Anıt Ardıç' vardır.
Geçtiğimiz yıllarda bir gün beni de bahçeden aldılar dostlarım 3-4 araç ile vurduk kendimizi dağlara...
Aynı mahalleden gezginci, çevreci arkadaşımız Hasan Hüseyin Kahrıman rehberimizdi.
Fotoğraflar bu gezimizden.
Şapkalı kişi Dr. Ali Çınar.
'Avazeyi bu aleme Davut gibi sal,
Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.'