Her sabah turizmde güzel gelişmeler olacak diye umutla uyanırım.
Gazetemi okurken hep güzel haberler okumak isterim.
Turizmle yatıp turizmle kalktığım içinde öncelikle turizm ile ilgili haberlerin olup olmadığına bakarım.
Gazetenin bir gün önce verdiği güzel haberi bir gün sonra sanki tekzip edercesine o haberle ilgili olumsuz gelişmeleri verdiğini okuyorum.
Dün gazeteyi okudum. Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ile ilgili güzel mesajlarını okudum.
Ne yalan söyleyeyim. Türkiye Rusya ilişkilerinin düzeleceğini sanarak çok sevindim.
Rusya ile ilişkilerimiz düzelir, turizmde eski akış sağlanırsa Avrupa’daki ilişkilerde paralel olarak düzelecekti.
Ama bugün gazeteyi okuduğumda ise umutlarım yeniden suya düştü.
Hükümet yetkilileri Putin’in açıklamalarını olumlu bulmuş ama Rusya’nın isteklerini yerine getirmeyeceğini belirtmiş.
Rusya’nın isteği belli. Özür ve tazminat. Türkiye zaten olaydan duyduğu üzüntüsünü dile getirmişti. Bu üzüntüsünü Rusya’nın istediği şekilde dile getiremez mi?
Tazminat meselesine gelince ben hükümet işlerine karışamam. Ülke menfaatleri neyi gerektiriyor bilmem. Ama uçağın düşürülmesi nedeniyle ödenecek tazminat kaybedilenlerin yanında herhalde solda sıfır kalır.
Her halde bununda orta bir yolu bulunur diye düşünüyorum. Her iki ülkenin de ortak çıkarları doğrultusunda bir karar alınabilir.
Çünkü bu düşmanca tavır her iki dost ülkeye de büyük zarar veriyor.
Bizim Rusya’da Rusya’nın ise Türkiye’de yaşayan çok sayıda vatandaşı var. Ekonomik çıkarlarımız var. Bunlar iyi düşünülerek hareket edilmeli.
Bir gün güzel açıklama okusam ertesi gün aynı açıklama ile ilgili olumsuz açıklamalar duymaya devam ediyorum.
Bu kriz ortamında bile sektörün çok bilmişleri turizmin ortak paydaşlarında buluşamıyor. Birinin ak dediğine bir diğeri kara diyebiliyor.
Ne konaklama sektörü ne acente ne operatör bir konuda anlaşamıyor.
Kapalı kapılar ardından yapılan centilmenlik anlaşması dışarı çıkıldığında anında bozuluyor. Sektör kendi çıkarı olan hallerde bile bir arada olamıyor.
Bunun nedeni turizmde konaklama yasasının olmamasından kaynaklanıyor. Konaklama yasası olsa bazı şeyler zorunlu yaptırılabilir.
Diyeceksiniz ki acente ayağında yasa varda ne oluyor. Orada da her kes bildiğini okuyor. Her kes kendi çıkarlarını ön planda tutuyor.
Artık umutla uyandığım günün ardından bir sonraki güne de umutla bakmak istiyorum.
Bu da ancak el birliği ile mümkün olacak. Sektör öncelikle birlik olmalı. Ortak paydaşlarda buluşmalıdır. Sektör içinde alınan kararlara her kes uymalıdır.
Aksi takdirde her sabah umutla uyanacağız umutsuzluklarla yatacağız…