Olmalı, olmalı ama ne olmalı? Her şeyden önce bir yaşam kaynağı olmalı; mutsuzluğa umut olan, içi tebessümle dolan, zoru kolay kılan, imkansızı mümkün yapan bir hayal olmalı. Olmalı ki yaşam gerçek bir yaşam olsun. Suni hayatlarla avunan bedenlere kan gelsin, can versin.
Yarınlar gelecek için önemli ama sadece yarınlar değil her an önemli. Anları önemli kılan ise o anlardan beklenendir, yani hayaller. Çölde kalmışa bir damla su, suda boğulmuşa bir nefes olmaktır maddeye manasını veren. Manasız madde hiçbir şeye fayda vermez, aksine sel misali ne varsa alıp götürür.
Yaşamak yaşamamak canlının tercihi değildir elbette, lakin nasıl bir yaşam olduğu tamamen canlıya bağlıdır. Okyanusta susuz kalmak ya da vahada çağlayan akarsulara dalmaktır bu tercihlerin sonucu. En zifiri karanlıkta bile doğacak güneşin sebatkar bekçileridir mutlu sona kavuşacak olan. Onların ise en büyük gücü hayalleridir, yaşama bağlayan.
Bir hayal olmalı zamanı silip süpüren, geçmişe sünger çeken, geleceğe ümit eken. İnsanı insanı yapan, sadece anını değil yarınlarını da düşündüren. Yarınsız yaşayan can, can değildir. Hayal ise yarınlara kurulmuş en büyük köprüdür. O köprüden geçiş bedeli ise hayal zengini olmaktır.
Öyle insanlar da vardır ki adeta yaşam gayesi yarınlara kurulmuş köprüleri yıkmaktır onların. Vermiş olduğu ezadan nefes alanlar, günü gelince bir nefese muhtaç kaldıklarını dünlerde yaşanan tecrübeler en güzel şekilde izah etmektedir. Dertlere merhem olmak yerine, sevinçlere keder olmanın hayalini kuranlar kendilerini zehirleyen düşüncenin bataklığına saplanıp kalacaklardır.
Gül olma hayalinde olursan emin ol ki günün birinde gülistan, sonrasında da dillere destan olursun. Ne yaşarsan etrafına da onu yaşatırsın. O yüzden kılavuzun olan hayal düşüncenin penceresinden geleceğe öyle bir bak ki yarınlar seni dört gözle beklesin. Kem düşüncelerden ırak hayaller bugünlerin en büyük serveti, yarınlara en büyük mirastır.
Yeni nesillerin bu kutlu mirasla buluşması ve onların yeni hayal bahçelerini yeşertmeye devam etmesi geleceğin kurtuluş reçetesidir. Yaşam amacını bilen, yaşamayı ve yaşatmayı gaye edinen, atalet zengini değil, hayal ve azim zengini olan bireyler insanlık fakiri canlılara yeniden hayat verecektir. Görünüşte bu ideal oldukça zor gibi görünse de unutulmaması gereken en önemli nokta şudur; her şey bir hayalle başlar. İnsanlığa nefes olan hayallerin gerçeğe dönüştüğü bir dünya dileğiyle…