ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik’ Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yeni yönetmeliğin hazırlanma sürecinde oda, sivil toplum kuruluşları ve üniversite görüşlerinin dikkate alınmamış olması, Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. Dursun Büyüktaş tarafından eleştirildi. Tarım sektörünün önemli bir parçası olan ziraat mühendisleri ve odalarının ülkenin tarım politikalarına katkı sağlama sorumluluğunu taşıdığını belirten Büyüktaş, Tarım Kanunu’na atıfta bulunarak, “Çiftçilere milli gelirin yüzde 1’inin her yıl destek amaçlı verilmesi gerekmektedir. Kanuna rağmen yüzde 1 olan destek hiçbir zaman verilmediği gibi bu rakam ortalama yüzde 0.50 civarında kalmıştır” dedi.
YÖNETMELİK ‘ESKİSİNİN’ YENİSİ
Hükümetin tarım politikalarıyla ilgili ziraat mühendislerini ve ilgili odaları yok saydığını ve görüşlerini almaya dahi tenezzül etmediğini dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Dursun Büyüktaş, yönetmeliğin Tarım Kanunu’nda belirtilen destek politikalarının uygulanmasında yetersiz olduğunu belirtti. Başkan Büyüktaş, “Tarım alanında çok daha temel ve üzerine konuşulması gereken sorunlar varken bu yönetmeliğin çıkması sorunların çözümünden uzak kalmıştır. Yeni yönetmeliğe baktığınızda bir öncekine göre birkaç ufak değişiklikle tekrar ortaya çıktığını görüyoruz. Şu anki yönetmelik sorunları çözmekten uzaktır. Yönetmeliğin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Yönetmelikle ilgili diğer bir sorun ise ekimlere karar verecek kadroların genişliği, mesleki bilgi ve yeterliliği konusundaki soru işaretleridir” şeklinde konuştu.
SEKTÖRÜN TEK HASSASİYETİ ‘KARLILIK!’
Türkiye’nin 1980’den sonra tarım alanında ciddi bir yön değiştirdiğine ve bunun da günümüze kadar devam ettiğine değinen Başkan Büyüktaş, “Teknolojik gelişmeler ve kooperatiflerin etkin olmasıyla Avrupa’da tarım üretimi ciddi bir şekilde arttı. Bu artan ürünleri ise yurtdışına çok daha ucuz bir şekilde satmaya başladılar. Dönemin hükümetleri ise çiftçilere, tabiri caizse ‘sen üretme yurtdışından daha ucuza alırız’ dedi. ANTBİRLİK, Fiskobirlik ve Tariş gibi son derece önemli etkili tarım kooperatiflerimiz vardı. Üretime direkt olarak katkı sağlayan bu kooperatiflerimizin yanı sıra TİGEM ve devlet üretme çiftliklerimiz vardı. Avrupa’nın aksine bizde bunlar yavaş yavaş ortadan kaldırıldı. Devlet buralardan çekildi ve sektör tamamen özel firmaların insafına kaldı. Özel sektörün tek bir kriteri var, o da kar etmek. Üretimi destelemek ve sürdürülebilirliği değil aksine karlılığı maksime ederek devam ettirebilmektir. Her şeye rağmen üreten çiftçi bu yönetmelikle beraber üretmekten de vazgeçecek. Tarımın boğazı zaten sıkılmıştı, biraz daha sıkılması halinde zaten ölecektir” ifadelerini kullandı.