EKONOMİ

Büro emekçileri ek zam istiyor

Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi‘nin ek zam talepli eylemleri sürüyor. Geçtiğimiz hafta SGK İl Müdürlüğü önünde eylem yapan BES üyeleri bu kez de Antalya Defterdarlığı önünde de ek zam talebiyle eylem yaptı

BÜRO Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi üyeleri, Antalya Defterdarlığı önünde de ek zam talebiyle eylem yaptı. Antalya Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol “Seçim öncesinde en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağına ve mülakatın kaldırılacağına dair verilen sözü hatırlatmakla birlikte, bu rakamın kesinlikle insanca yaşamaya yetecek bir ücret olmadığını tekrar belirtiyor, en düşük memur aylığının en az yoksulluk düzeyi artı refah payı olması gerektiğini ısrarla, ısrarla vurguluyoruz. Gerçek enflasyonun da onun yol açtığı tahribatın da peşindeyiz. Bu ağır tablonun yalanlarla kamufle edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
 

FAKİRLEŞİYORUZ
İnsanca yaşayacak bir ücret talebini ısrarla tekrarladıklarını söyleyen BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol “Hakkımız olan ek zammı acil olarak istiyoruz. En az yoksulluk sınırında bir ücret ve refah payı istiyoruz. 3600 Ek gösterge hakkımızı, ücretsiz yemek hizmeti, tüm işyerlerimizde kreş istiyoruz. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz! Ne TÜİK’in enflasyonu ne de Memur Sen’in satış sözleşmesine teslim olmayacağız” dedi. Başkan Mol sözlerini, “Biliyorsunuz 5 Haziranda TÜİK tarafından enflasyon rakamları açıklandı. Her seferinde bilimsellikten uzak yöntem değişiklikleri ile enflasyon rakamlarını gerçekliğimizden çok çok düşük gösteren TÜİK mayıs ayında da doğalgaz etkisini sıfır alarak aylık enflasyonu 0,04 ve yıllık enflasyonu 39,59 olarak açıkladı ve yine bizleri şaşırtmadı. Halkın yüzde 70 inin güvenmediği TÜİK rakamlarının bedelini biz emekçiler ve tüm halkımız ödüyor. Hükümet, yetkili sendika ve TÜİK elbirliği ile günden güne daha da fakirleşiyoruz” dedi.

Başkan Mol sözlerine, “Meyve sebzeyi taneyle aldığımız, kırmızı ve beyaz etin bizim için artık lüks tüketim haline geldiği, şehrimizde kira ortalamasının 10 bin lirayı geçtiği bir ortamda aylık enflasyonun yüzde 0.04 arttığını söylemek aklımızla alay etmekten başka bir şey değildir. Açlık sınırının 11 bin TL ye, yoksulluk sınırının 34 bin TL ye dayandığı ülkemizde ortalama kamu emekçisi maaşı 13 bin TL ye gerilemiş, açlık sınırına yaklaşmıştır. Kamu emekçilerinin çok büyük bir kısmı 3600 ek gösterge kapsamı dışında bırakılmıştır. Bunlar da yetmezmiş gibi ekonomiyi düzeltme formülünü ‘Vergiyi, tabana yayacağız’ ifadesi ile bu ülkenin ücretlileri, yoksulları, dar gelirlilerini zor günlerin beklediğini, zaten ağır vergi yükü olan bizlerin daha da ağırlaşacak ekonomik koşullar altında ağır vergi yükü altında daha da ezileceğimizi, bir kez daha krizin faturasını işçiye ve memura kesmeye hazırlandıklarını ifşa eden, bugünkü yoksulluğumuzun da sorumlularından birisi olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve emekçiye sırtını dönmüş iktidara sesleniyor, bu kadar iş yüküne, açlık sınırında maaşlara yeter diyoruz. Çalışan nüfusun ağır geçim sıkıntısını ‘mikro’ olarak görenlerin, patronları rahatlatmak için işçi ve emekçiye kemer sıktırmaya hazırlananların bilmesi gereken şudur ki; emekçilerin nefes alamadığı bir ülke ekonomisinin düzlüğe çıkma imkanı yoktur” diye konuştu.