Buradan yak, ‘zamlar ekonomik değil, psikolojikmiş’. Yani iğneden ipliğe yapılan bu fahiş zamları, psikoloji mi yapıyormuş? Hay Allah. Vatandaş bu güne kadar yanlış nabız tutmuş ve faturayı enflasyona kesmiş desenize. Her neyse, Ankara ‘zamlar psikolojik’ diyorsa öyledir ve doğrudur el hak. Da, aklımız pek bir karıştı üzerinize afiyet.
***
Ama burada ikilem var sanki zamlar mı enflasyonu tetikliyor, enflasyon mu zamları yükseltiyor. Hani tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan misali. Biz bu iki bilinmeyenli denklemin içinden çıkamayız. Düzlükte devam edelim ve sözü yine Ankara’ya getirelim. Ne vaat ediyordu ekonomi yönetimi, enflasyon 2024’te tek haneli rakamlara düşecekti. Ama Ankara enflasyon tahminini yükseltmiş, tek haneli enflasyon 2026’nın sonunda öngörülüyormuş. Dolayısıyla enflasyon düşmeyecek artacak öngörülen bu mu?
***
Ekonomistlerin görüşü ise ekonomi politikası değişti, faiz oranları artacak yönünde. Ankara her zaman olduğu gibi tasarruf diyor ve israfla mücadele edileceğini söylüyor. Desenize emeklinin ara zammı da hayal oldu. Zaten tam bir bilmeceye dönmüştü zam meselesi. Önce, ‘Meclis açılır açılmaz inşallah’ denmişti, şimdilerde ‘yıl sonuna kadar çalışma biter’ deniliyor. Yani emekliye yılbaşına kadar zam yok. Dolayısıyla emekli de bozulan fabrika ayarlarına geri dönemiyor, zira ortada ne fabrika kaldı ne ayar!
***
Hani memura zam verip, emekliye vermemek olmazdı. Değişen ne oldu ki peki emekliler için gereken adımlar yıl sonunda atılacak mı? Hayal kırıklığına uğrayan ve her geçen gün alım gücü düşen emekliler ‘unutulduk diyerek Ankara’ya sitem ediyor da. Bu arada ekonomistler hesabı yapmış, emeklinin yılbaşına kadar kalan 4 ay içinde alım gücü yüzde 30 daha düşecekmiş. Bunu bilmek için ekonomist olmaya falan gerek yok. Emekli, neye nasıl mecbur bırakıldığını dibine kadar biliyor. Hatta 7.500 lira ile nasıl ay sonunun getirildiğini de biliyor da. Ankara’nın neden halinden anlamadığını bilemiyor!