Olay, geçen 29 Nisan'da Aksu ilçesi Macun Mahallesi 2015'inci Sokak'ta meydana geldi. Aksu Gençlik Merkezi'nde çalışan Saibe Akdağ ile eşi Ercan Akdağ arasında evde tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle Ercan Akdağ, evdeki keserle eşine vurdu. 3 çocuk annesi Saibe Akdağ yere yığılınca Ercan Akdağ, 112 Acil Çağrı Merkezi'ni arayıp, yardım istedi. Akdağ, eve gelen sağlıkçılara eşinin düştüğünü ve başının kırıldığını söyledi. Hastaneye kaldırılan Saibe Akdağ, geçen 6 Mayıs'ta hayatını kaybetti. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince şüpheli olarak gözaltına alınan Ercan Akdağ, kavgada eşi Saibe Akdağ'ı keser ve sapıyla dövdüğünü itiraf etti. Ercan Akdağ, işlemleri sonrası tutuklandı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianame, 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. Ercan Akdağ'ın 'eşi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasıyla yargılanması talep edildi.
İLK KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ercan Akdağ ile taraf avukatları katıldı. Ercan Akdağ, olaydan 10 gün önce eşiyle yaşadıkları tartışmada, Saibe Akdağ'ın kendisine bıçak çektiğini, bıçağı almaya çalışırken eşinin kulağında kesik oluştuğunu anlattı. Eşinin tedavisinin evde yapıldığını aktaran Akdağ, olayın iddianamede yer alan 'kasten yaralama' olarak gösterildiğini belirterek, bu suçu işlemediğini iddia etti. Saibe Akdağ'ın mutfaktan aldığı bıçakla zaman zaman kendi kendine zarar verdiğini öne süren Akdağ, olay günü yaşanan tartışmada eşinin kendisine tokat atması üzerine onun başını sağ tarafa ittiğini anlattı.
'KAFASINA SU TUTTUM'
Tartışma nedeniyle eşi Saibe Akdağ'ın mutfağa bıçak almak için koştuğunu aktaran Akdağ, bıçağı almasına engel olmak istediğini belirterek, "Koridorda bulunan keseri alarak sırtına ve diz kapağına vurdum. Dizinin üstüne düşünce kendisini sakinleştirmeye çalıştım. Eşim 15 günlük izin kullanmaktaydı. 'Çocuklarla güzel bir şekilde tatili geçirelim' dedim. Daha sonra küçük kızımın hasta olmasından dolayı koridorda bulunan yolluğu yıkamaya karar verdik. Ayrıca paspasları da yumuşaması için ıslattık. Daire giriş kapısı önündeki koridorda yolluğu yıkamaya başladık. Eşim de deterjanları hazırlayacaktı. Mutfağa su içmeye gittim. Yeşil plastik bardaktan su içtim. Kardeşim telefonla aradı ve bilgisayara yüklediği oyunun çalışıp, çalışmadığını sordu. Bu arada oturma odasına geçmiştim. Tekrar mutfağa gittiğimde koridorda 'küt' diye bir ses duydum. Eşimin dizlerinin üstünde olduğu gördüm. Yanına gittiğimde yüzüstü yere kapaklandı. O zaman başındaki kanamayı fark ettim. Kanı durdurmak için lavaboya götürdüm. Ayakta duramadığı için lavabonun altında kafasına su tuttum. Havluyla kafasına tampon yaptım. Üşüdüğünü söyleyince oturma odasına götürdüm. Üzeri ıslak olduğu için üşüdüğünü düşünerek yeni pantolon giydirdim. Eşim göğsünün sıkıştığını söyleyince masaj yaptım. Kendisinden geçmeye başladı, nabzı düştü. Önce tokatladım sonra suni teneffüs yaptım. Çocuklardan telefonu alarak 112'yi aradım. Daha sonra kardeşimi aradım. Kardeşim geldikten sonra hem ben hem de kardeşim birden fazla kez ambulansı aradık" dedi.
EŞİNİ BOĞMADIĞINI İDDİA ETTİ
Mahkeme heyetinin Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu raporunda Saibe Akdağ'ın boğularak öldürüldüğünün tespit edildiğini belirtmesi üzerine sanık Akdağ, Saibe Akdağ'ı kesinlikle boğmadığını, suyun altına kafasını tutarken kazağından tuttuğu için bu şekilde bir rapor çıkmış olabileceğini ileri sürdü. Saibe Akdağ'ı kasten ve boğarak öldürmediğini iddia eden sanık Akdağ, "Eşimle aramda sorun yoktu. Arada sözlü tartışmalar oluyordu ancak aramızda küslük de yaşanmıyordu. Öldürmedim, öldürmeyi düşünmedim. Öldürmemi gerektirecek bir neden de yoktu" diye konuştu.
'KORİDORDA BİR ŞEYLERİ SİLDİĞİNİ GÖRDÜM'
Ercan Akdağ'ın kardeşi Ahmet Akdağ ise olay günü ağabeyinin kendisini arayarak "Yengen düştü, ölüyor. Çabuk yetiş" dediğini anlattı. Taksiyle olay yerine giderken Ercan Akdağ'ın kendisini arayarak "Ambulansı aradın mı?" diye sorduğunu aktaran Ahmet Akdağ, ağabeyinin "Olmaz, kanı temizlemem gerekir. Yoksa benden bilirler" diyerek yanıt verdiğini söyledi. Ahmet Akdağ, "Eve ulaştığımda yengem salonda yerde yatar vaziyetteydi. Üstü giyinik, alt tarafında iç çamaşırı vardı. Nefes almıyordu. Turan ağabeyime haber verdim. O da "Doğrudan kalp masajı yap" dedi. Bu arada sanığın maktule pantolon giydirdiğini gördüm. Kalp masajı yapmaya başladığımda sanığın koridorda bir şeyleri sildiğini gördüm. Yerde kan var mıydı yok muydu; bilmiyorum. Daha sonra sanık ambulansı aradı. Ben de kalp masajına devam ettim. Maktul ambulansa bindirildiğinde çiftin çocukları C. A.'nın yanına gittim. Ne olduğunu sorduğumda, 'Sana ne anlatayım ki' dedi ve ağlamaya başladı. Diğer çocukları E. A. ise şoke olmuş vaziyetteydi" dedi.
Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.