EĞİTİM- Sen Antalya Şubesi; Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında imzalanan ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)’ iş birliği protokolüyle ilgili basın açıklaması yaptı. Eğitim- Sen Antalya Şubesi’nde gerçekleşen basın toplantısına Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez ve yönetim kurulu üyeleri, Eğitim-Sen Genel Sekreteri İkram Atabay ve Genel Örgütlenme Sekreteri Ramazan Gürbüz, Alevi bileşenleri, Veli- Der ve birçok kurumun temsilcileri katıldı.  

‘LAİK YAŞAM HEDEF ALINIYOR’

Yapılan basın toplantısında açıklamayı Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez yaptı. Sönmez, eğitimin dini kurallara göre biçimlendiğini ve bunun her geçen gün vatandaşın karşısına sıklıkla çıktığının vurgusunu yaptı. Sönmez, “Bugüne kadar eğitim alanında Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalandı. Geçtiğimiz yıllar içinde okullarda hayata geçirilen ortak projeler üzerinden eğitimi dinselleşme süreci hızlanırken doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar adım adım hayata geçirildi” ifadelerini kullandı.

‘PEDAGOJİ BİLİMİNE AYKIRI’

Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES) kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapıldığını ve çeşitli kararlar alındığını söyleyen Sönmez, “Dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES Projesi, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine aykırı bir içerikte hazırlandı ve uygulanmaya başladı. Projenin ülke çapında uygulaması için Milli Eğitim Müdürlükleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il müftülükleri aracılığıyla okullara ‘manevi danışman’ sıfatıyla pedagojik eğitimi bulunmayan vaiz, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri çeşitli illerde görev yapmaya başladı” diye konuştu.

 WhatsApp Image 2023-09-06 at 16.11.28 (1)

‘TARİKATLARIN ÖNÜ AÇILIYOR’

Çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için eğitimin kalitesinin önemli olduğunu belirten Sönmez, siyasi iktidarın ‘tek din, tek mezhep’ yaklaşımında olduğunu söyledi. Sönmez, “ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. ÇEDES ile vaiz, imam hatip ve Kur’an kursu öğreticilerinin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının eğitim kurumu olan okullarda ‘manevi danışman’ olarak görev yapmalarının önü açılıyor. Manevi danışmanlarla öğrencilerin okul dışında Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı kamplarında buluşmaları, okullardaki koordinatör öğretmen ve Gülen cemaatinin ‘abla ve ağabeyleri’ gibi koordinatör öğrencilerle dini telkinler yapan ‘değerleri eğitimi’ çalışmalarına katılmaları sağlanacak. ÇEDES projesi ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığına, dinci tarikat ve cemaatlere öğrencileri devşirmenin önü açılacak” dedi.

WhatsApp Image 2023-09-06 at 16.11.29

‘ÇEDES LAİKLİĞE AYKIRIDIR’

Laik eğitimin önemine dikkat çeken Nurettin Sönmez, “Laiklik ilkesi ve laik eğitim, toplumdaki farklı inanç, farklı mezhep, farklı kimlik, farklı cinsiyet ve cinsel kimlikler, hem inananlar hem de inanmayanların bir arada barış içinde yaşayabilmeleri için son derece önemlidir. Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı ‘manevi değerleri’ benimsemiş insanlardan oluşmaz. Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatmadır. Değişik din, mezhep, inanç ve dünya görüşünden insanların gerçek anlamda ‘eşit yurttaş’ olarak kabul edilmesi, devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız yaklaşmasına, günlük yaşamın her alanında okulda, üniversitede, işyerinde, sokakta, farklı kimlik, inanç ve dünya görüşleri arasında ayırım yapılmamasına bağlıdır. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırıdır” ifadelerini kullandı.  HABER/ÇİĞDEM KORKAN

 

Editör: Uğur Keskin