Cuma neşesi; Hiciv

En etkili şiir türlerinden biridir hiciv. Bir kişinin, bir toplumun ya da bir durumun iğneleyici sözlerle eleştirilmesine 'Hiciv' denir.Osmanlı döneminde hiciv tavan yapmıştır. Mesela Dertli, saz çalıp türkü söylemeye kızanlara çatar, saz çalmayı şeytan işi olarak görenlere şu cevabı verir;

'Telli sazdır bunun adı

Ne ayet dinler ne kadı

Bunu çalan anlar kendi

Şeytan bunun neresinde?'

Sözünü budaktan esirgemeyen hiciv ustalarından Ruhsati'nin şu şiiri sanki günümüz koşullarında yazılmış gibi tazeliğini korumaktadır.

'Zenginin züğürdün vasfın edeyim

Züğürt nere varsa han da bulamaz

Zengine baklava börek çekilir

Züğürt arpa, darı,nan da bulamaz'

(Nan/Ekmek)

Halk edebiyatımızın büyük temsilcilerinden Âşık Veysel de hiciv türünde güzel, başarılı örnekler vermiştir. Sözünü dolaştırmadan bakın neler söylemiş bir şiirinde.

'Olmayasın karaktersiz

Çok konuşan yerli yersiz

Adın doğru kendin hırsız

Karanlıkta dolaşırsın'

Divan şairi Necati içki kullanmayı seven bir şairdir. Kendisini eleştirenlere şu cevap verir:

' Ben üzümün suyunu severim, sofu danesin

Zira kimi kızını sever, kimi anesin'

Dönemin kadısı yaptırdığı bir umumi tuvalete Divan şairlerinin babalarından Nabi'nin beyit düzmesini ister. Bu teklif Nabi'nin hoşuna gitmez ama kadı ısrarcıdır. Şair sonunda tuvalete şu beyti düşer:

'Kadı yaptı kademgah mazarrat kalmasın tende

Dedi tarihini Nabi s.ç.m hayratına ben de.'

(Kademgah/Abdest alınan yer-Mazarrat/Vücuttaki zararlılar)

Şair Zati'nin babasından miras kalmış bir bağı varmış. Yetişen üzümlerin tadı herkes tarafından bilinirmiş. Şairin İt İskender ve Kuş Kasım adlarında iki arkadaşı bulunmaktaymış. Bu iki arkadaş bir gün Zati'ye ait olan bağa girmişler, doyana kadar üzüm yemişler. Daha sonra gördükleri Zati'ye durumu anlatıp, helal etmesini istemişler. Zati de:

'Helal etmeme gerek yok ki' demiş. 'O bağı babam dikerken 'it de yesin, kuş da yesin' demişti' der.

Şair Eşref bir gün yolda vali Kamil Paşa ile karşılaşır. Hoşbeş ettikten sonra Kamil Paşa yakında Mısır'a gideceğini, gelirken şaire bir eşek getireceğini latife yoluyla söyler. Aradan hayli zaman geçer, yine bir gün yolda ikisi karşılaşır. Kamil Paşa şaire hitaben:

'Seni gördüm de aklıma geldi, sana eşek getirecektim, ama unuttum' der.

Şair Eşref hiç bozuntuya vermeden cevabı yapıştırır.

'Önemli değil paşam, siz geldiniz ya, yeterli'

Namık Kemal, Osmanlı'nın arka arkaya büyük toprak parçalarını kaybetmesi üzerine sözünü esirgemeden şunları söyler:

'Edepsizlikte tekleriz

Kimi görsek etekleriz

Hak'tan ümit bekleriz

Ne utanmaz köpekleriz'

Enver Paşa'nın babası Ahmet Paşa saf yaradılışlı biriymiş. Bir toplantıda şöyle bir konuşma yapmış:

'Allah günahımı affetsin. İçki kullandım, ama harama uçkur çözmedim.'

O esnada mecliste bulunan şair Süleyman Nazif şöyle der:

'O uçkuru keşke helale de çözmeseydiniz!'

Bol hicivli günler dilerim.