Cumhuriyet haberimizi çaldı!

Bunu Cumhuriyet gazetesinden beklemezdim. 30 Mayıs tarihli Ters Köşe’de Patara kazısının Antalya Bilim Üniversitesi’nden Mustafa Koçak’a verildiğini duyurmuştum. Antalya Bilim Üniversitesi’nin Mütevelli Heyet Başkanı Fettah Tamince. Yani bu üniversite Tamince’nin malı. Patara kazısının Tamince’nin üniversitesine gittiğini, kazı alanında artık Akdeniz Üniversitesi’nin değil de, Antalya Bilim Üniversitesi’nin bayrağının dalgalanacağını kamuoyu o yazıdan öğrendi. Yazı arşivde duruyor, isteyen okuyabilir.

PATARA’YI İLK BEN DUYURDUM

Yazının üzerinden bir ay filan anca geçti; o da ne? Dün Cumhuriyet gazetesinde, “Yeni kazı başkanını ilk Cumhuriyet açıklıyor: Patara Koçak’a emanet” başlıklı bir haber. Öznur Oğraş Çolak imzalı. İlk kez Cumhuriyet açıklıyormuş. Vay canına! Ayıptır ya hu! Bir de Cumhuriyet gazetesi yani... Benim yazımda geçen bilgileri, kamuoyuna duyurduğum gelişmeleri çalmışlar, emek hırsızlığı yapmışlar; üstüne üstlük de ‘ilk kez’ diye böbürleniyorlar. Bari ‘ilk kez’ demeyin. En çok gücüme de burası gitti zaten. Yerel medya çalışanlarına, taşra gazetecilerine bunu hep yapıyorlar zaten. Buralarda verilen emekleri yok hükmünde sayıp kendi imzalarını atıyorlar haberlerin altına. Öyle daha janjanlı oluyor anlaşılan.

BİZ TIFIL GAZETECİLER DEĞİLİZ

Bu başıma ilk kez gelmiş değil. Anadolu’da gazetecilik yapan birçok arkadaşımız da benzer olayları, emek hırsızlığını, haberlerinin üzerine konulmasını yaşamıştır. Yetti artık bu yerel medyayı insan yerine koymayan merkez medya züppelikleri. Tıfıl gazeteciler değiliz biz, “Aman sesimizi çıkarmayalım, iş vermezler, ambargo yeriz” diye endişemiz de yok. Konuşabiliriz ve konuşuyorum: Cumhuriyet gazetesi benim haberimi çaldı!

Emekliler bütün dünyada etkili

31 Mart yerel seçimlerinde AKP’ye tokat atan kitlenin büyük kısmının emekliler olduğu yazıldı, çizildi, söylendi. Haklılık payı da oldukça yüksek… Bundan ders almayan iktidar emekli maaşları konusunda halen ipe un seriyor. Bir seçim olsun muslukları sonuna kadar açarlar. Fakat bu durum sadece bizde böyle değilmiş. Dünyada da bir yaşlı, emekli seçmen realitesi var. Hatta son dönemde siyasetin rotasını, seçimlerin kaderini onlar belirliyor. Örneğin sonbaharda sandığa gitmeye hazırlanan ABD kamuoyunda “yaşlı aday” sorunu gündemden düşmüyor. Gençlere nazaran sandığa gitme oranı daha yüksek olan yaşlı seçmen, birçok ülkede belirleyici rol oynuyor. Avrupa genelinde birçok siyasi parti emeklilerle ilgili söylem üretiyor, politikalar geliştiriyor. Araştırmalara göre, yaşlı seçmenler genellikle suç ve göç konusunda gençlere göre daha fazla endişe duyuyor; çevreyle ilgili politikaları ise daha az destekliyor. Not düşmüş olalım.