Kimi zaman kendiliğinden kimi zamansa dişleri fırçalarken veya sert gıdalar yerken gelişen diş eti kanamaları, tat almada farklılık hissi ve ağız kokusu. Bunların yanı sıra diş etlerinde çekilmeler, büyümeler, dişlerde aralanma ve sallanmalar… Bu bulgularla kendini belli eden sorunun adı; diş eti hastalıkları! Dünyada görülen en yaygın sağlık sorunlarından biri olan ve ülkemizde de diş çürükleri kadar sık görülen diş eti hastalıkları, dişleri destekleyen diş etleri, çene kemikleri ve periodontal liflerin dişlerin üzerini kaplayan mikrobiyal dental plakla iltihaplanması sonucu oluşan hastalıklara deniyor. Genellikle ağrıya yol açmadıkları için hastalar tarafından ihmal edilebiliyor. Tedavide geç kalındığında da maalesef yetişkinlerde diş kaybının başlıca sorumlusu olan periodontitis hastalığına dönüşebiliyor. Daha da kötüsü iltihap ilerlerse kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi ciddi hastalıkları da tetikleyebiliyor. Diş Hastalıkları ve Tedavisi Uzmanı Yaprak Ustabaşı, bu nedenle diş eti hastalıklarına yol açan etkenlerden kaçınmanın son derece önemli olduğunu belirterek, 'Bunun yanı sıra diş eti hastalıklarına neden olan mikrobiyal bakteri plağının düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımıyla uzaklaştırılması gerekiyor. Plak birikiminin 6 aylık kontrollerde yapılan diş taşı temizlikleriyle kontrol altında tutulması da alınacak diğer önlemler arasında yer alıyor' dedi. Ustabaşı, diş eti hastalıklarına neden olan etkenleri anlattı, önemli bilgiler verdi.

'SİGARADAN UZAK DURUN'

Yapılan araştırmalara göre, sigara diş eti hastalığına yakalanma riskini 4 kat arttırıyor. Sigara içen kişilerde lekeler nedeniyle diş yüzeyleri pürüzlü hale gelip plak birikimi artıyor. Diş eti ceplerinde iltihaba neden olan bakteri sayılarındaki artışın kemik kayıplarını da beraberinde getirerek 'Periodontitis'e (diş etindeki iltihabın ilerleyip diğer dokuları da etkileyecek şekilde kemik erimesine yol açması) yol açtığını söyleyenYaprak Ustabaşı, 'Sigara ayrıca bağışıklık sisteminde enfeksiyonlara neden olabiliyor, bakterilere karşı savaşan nötrofil hücrelerinin etkinliğini ve antikor üretimini azaltıyor, bu da diş eti hastalıklarına zemin hazırlıyor' dedi.

'DİŞLERİNİZİ MUTLAKA TEMİZLEYİN'

Dişlerdeki gıda artıkları doğru şekilde temizlenmediğinde yüzeyler pürüzlü hale gelerek bakteri birikimine zemin hazırlıyor. Diş-diş eti birleşimine yerleşen bakterilerin, zararlı maddeler üreterek diş eti hastalıklarına neden olduğunu söyleyen Ustabaşı, sözlerine şöyle devam etti: 'Bakteri plağı uzaklaştırılamadığı takdirde tükürükteki minerallerle sertleşiyor ve 'diş taşı' adı verilen kireçsi bir tabaka oluşuyor. Bu yüzeyin girintili çıkıntılı olması, yeni plağın tutunmasına ortam hazırlıyor. Diş taşlarının kaldırılıp pürüzsüz bir yüzey elde edilmesi ancak diş taşı temizliğiyle mümkün olabiliyor.'

'HORMONAL DEĞİŞİKLİKLEREN DİKKAT'

Hamilelik sırasında östrojen ve progesteron hormonlarında artış oluyor. Bu hormonal değişiklikler nedeniyle diş etlerinde kanama, hassasiyet, şişlik ve kızarıklıklar meydana geliyor. Hamilelikte görülen bu hastalık 'gebelik gingivitisi' olarak adlandırılıyor. Hasta kimi zaman diş etlerine dokunamayacak, dişlerini fırçalayamayacak düzeyde hassasiyet hissediyor. Diş Hastalıkları ve Tedavisi Uzmanı Yaprak Ustabaşı, hamilelik sonrası yapılan diş taşı temizliğinin ardından diş etlerinin yeniden sağlıklı hale geldiğini söyleyerek, 'Hamilelikte diş eti hastalığının alevlenmesini önlemek için anne adaylarının, hamilelik öncesinde mutlaka bir diş hekimi kontrolünden geçmeleri, varsa diş ve diş eti problemlerinin giderilmesi gerekiyor' dedi.

'STRESTEN UZAK DURUN'

Stres, diş sıkma ve diş gıcırdatma alışkanlıklarını tetikliyor. Dişlerin olması gerekenden daha fazla çiğneme gücüne maruz kalması, çene kemiklerinde erimelere ve beraberinde diş eti çekilmelerine yol yol açtığını anlatan Ustabaşı, 'Stres, bağışıklık sistemini çökerterek diş eti hastalıklarına zemin hazırlıyor. Bu durumda, stresle baş etme yöntemlerine başvurmak gerekiyor. Diş eti çekilmesinin ne yazık ki telafisi mümkün olmuyor, düzenli kontrollerle hasarın ilerlemesi durdurulabiliyor' dedi.

'HER İLACI KULLANMAYIN'

Sistemik hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılan bazı ilaçların diş eti büyümesine neden olabildiğini belirten Ustabaşı, sözlerine şöyle devam etti:'İleri derecede diş eti büyümesine yol açtıkları takdirde ilaç değiştiriliyor. İlacın değiştirilmediği durumlarda ise diş eti büyümeleri tedavi edilse de tekrarlayabiliyor.'

'DENGESİZ BESLENMEYİN'

Yetersiz ve dengesiz beslenme, bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açtığını anlatan Ustabaşı, konuyla ilgili olarak şunları anlattı: 'Bunun sonucunda da diş eti enfeksiyonuyla mücadelede vücudun gardı düşüyor. A, B, C ve K vitamini eksikliklerinde yoğun diş eti kanamaları oluyor. Bu durumda, mutlaka vitamin takviyesi yapılmalı ve besin maddeleri vücudun ihtiyacı oranında tüketilmeli.'

'DİYABET, EN BÜYÜK DÜŞMAN'

Yapılan araştırmalar sonucunda, diyabet hastalarının diş eti sağlığı açısından daha yüksek riske sahip oldukları ortaya konulmuş. Diyabet, tükürükteki azalmayla birlikte ağız kuruluğuna, yara iyileşmesinde yavaşlamaya ve damarlarda hasara neden olarak diş etlerini enfeksiyona açık hale getiriyor. Diyabetli hastalarda diş etlerinde şişlik ve kanamalar, çene kemiğinde erimeler ve dişlerde sallantıların görülebildiğini söyleyen Ustabaşı, sözlerine şöyle son verdi: 'Bu nedenle ağız içerisinde oluşan değişimlerin mutlaka doktora bildirilmesi gerekiyor. Diyabet, diş etinin en büyük düşmanı. Hastalığın kontrol altında tutulması diş eti sağlığı açısından son derecede önem taşıyor.'

(HABER MERKEZİ)