'Hazret' kitlesel bulaşma dönemine geçti. Bireysel tedbirler yeterli olamayınca, kamusal tedbirler geldi. Korona bam telimize bastı falan filan derken, geldik zurnanın zırt dediği yere. Ekonomiye; hani TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı da 'düştü' dedi ya. Öyle değil, tüketicinin enflasyonu yüksek zafiyet geçiriyor. Sokağın enflasyonu 'aman elini cebine atma' diyor, TÜİK, 'rahat olun enflasyon düştü, diyor. Enflasyon rakamları gerçeği neden yansıtmıyor ki? Rakamlar manipüle ediliyor herhal. Ehh, ben de durumdan vazife çıkarayım.
***
Dedim ve de konuya böğründen girerek yazma hakkımı kullandım. Bi kere adı enflasyon olan sözcük (kelime şirin mi oldu ne) milletin cebinde para bırakmadı, nereye evrilecek, ne olacak ne bitecek öngörü yok. İşte vatandaşın yumuşak karnı. TÜİK neflasyon rakamlarını açıkladı ama, ekonomistlere göre enflasyon rakamları gerçeği yansıtmıyor. Söylenen böyle, inanırsınız inanmazsınız. Emeklinin, memurum, asgari ücretlinin, resmi, rakamlara göre enflasyonu düştü. İyi de neden vatandaşın bütçesi hala yamalı bohça misali? Bu nasıl oluyor, var mı yanıtı? Vardır elbet yaşayan biliyor. Sokağın, çarşının, pazarın enflasyonu yüksek, gıda enflasyonu yüksek hem de öyle böyle değil. Yüz de 25-30'larda. Maaş mı; ne gıdaya gelen zamma, ne kiraya ne de faturalara yetmek bilmiyor. Vatandaş şimdilerde acı reçeteyi sorguluyor? Elinde kağıt kalem, hesap kitap.
***
Üreticinin maliyeti yükseliyor, doğal olarak bu artış tüketiciye yansıyor. Siz enflasyonu pazarda görün bir de. Mevsim sebze ve meyvelerin yanına yaklaşmak yürek istiyor. Süt ve süt ürünlerinin etiketi almış başını gitmiş. Kırmızı et mi? Ona hiç girmeyelim. Kırmızısı, beyazı benim yurdum insanı kasabın yolunu unutmuş çoktan. Bayramdan bayrama misali. Emekli, Ocak ayında verilecek seyyanen zammı gözler olmuş. Bütçedeki en yüksek harcama kira ve gıdaya, gerisi yok. Yani sokağın enflasyonu ile resmi enflasyon rakamları arasında uçurum var. Görünen bu. Ekonomistlere göre ülke ekonomisinin en kötü yılı 2020 değilmiş, onlar en kötü yılı 2021 olarak ilan ediyor. Kötünün kötüsü yani.
***
Lafı dolandırmaya gerek yok. Asgari ücretlinin de, memurun da, emeklinin de günlük yaşamının odak noktası ekonomi. Ve de kimsenin ekonomisi derli toplu değil. Dağınık. Bir türlü dengelenmeyen akçe meselesi yani.
Durumdan vazife çıkarmak!
'Hazret' kitlesel bulaşma dönemine geçti. Bireysel tedbirler yeterli olamayınca, kamusal tedbirler geldi. Korona bam telimize bastı falan filan derken, geldik zurnanın zırt dediği yere. Ekonomiye; hani TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı da 'düştü' dedi ya. Öyle değil, tüketicinin enflasyonu yüksek zafiyet geçiriyor. Sokağın enflasyonu 'aman elini cebine atma' diyor, TÜİK, 'rahat olun enflasyon düştü, diyor. Enflasyon rakamları gerçeği neden yansıtmıyor ki? Rakamlar manipüle ediliyor herhal. Ehh, ben de durumdan vazife çıkarayım.
***
Dedim ve de konuya böğründen girerek yazma hakkımı kullandım. Bi kere adı enflasyon olan sözcük (kelime şirin mi oldu ne) milletin cebinde para bırakmadı, nereye evrilecek, ne olacak ne bitecek öngörü yok. İşte vatandaşın yumuşak karnı. TÜİK neflasyon rakamlarını açıkladı ama, ekonomistlere göre enflasyon rakamları gerçeği yansıtmıyor. Söylenen böyle, inanırsınız inanmazsınız. Emeklinin, memurum, asgari ücretlinin, resmi, rakamlara göre enflasyonu düştü. İyi de neden vatandaşın bütçesi hala yamalı bohça misali? Bu nasıl oluyor, var mı yanıtı? Vardır elbet yaşayan biliyor. Sokağın, çarşının, pazarın enflasyonu yüksek, gıda enflasyonu yüksek hem de öyle böyle değil. Yüz de 25-30'larda. Maaş mı; ne gıdaya gelen zamma, ne kiraya ne de faturalara yetmek bilmiyor. Vatandaş şimdilerde acı reçeteyi sorguluyor? Elinde kağıt kalem, hesap kitap.
***
Üreticinin maliyeti yükseliyor, doğal olarak bu artış tüketiciye yansıyor. Siz enflasyonu pazarda görün bir de. Mevsim sebze ve meyvelerin yanına yaklaşmak yürek istiyor. Süt ve süt ürünlerinin etiketi almış başını gitmiş. Kırmızı et mi? Ona hiç girmeyelim. Kırmızısı, beyazı benim yurdum insanı kasabın yolunu unutmuş çoktan. Bayramdan bayrama misali. Emekli, Ocak ayında verilecek seyyanen zammı gözler olmuş. Bütçedeki en yüksek harcama kira ve gıdaya, gerisi yok. Yani sokağın enflasyonu ile resmi enflasyon rakamları arasında uçurum var. Görünen bu. Ekonomistlere göre ülke ekonomisinin en kötü yılı 2020 değilmiş, onlar en kötü yılı 2021 olarak ilan ediyor. Kötünün kötüsü yani.
***
Lafı dolandırmaya gerek yok. Asgari ücretlinin de, memurun da, emeklinin de günlük yaşamının odak noktası ekonomi. Ve de kimsenin ekonomisi derli toplu değil. Dağınık. Bir türlü dengelenmeyen akçe meselesi yani.