ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in bütçe görüşmeleri sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayı referans gösteren Acar, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2023 yılı itibariyle geçerli 2 bin 709 protokole sahip olduğunu vurguladı. Bu protokollerin resmi kurumlar, sivil toplum kuruluşları (STK'lar) ve çeşitli yardım kuruluşları ile yapıldığını belirten Acar, Milli Eğitim Bakanı'nın bu protokollere devam edeceğini ifade etmesi üzerine harekete geçtiklerini belirtti.

2 BİN 709 PROTOKOL VAR
Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar,  Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in bütçe görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu'nda yapmış olduğu konuşmayı hatırlatarak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2023 yılı itibariyle geçerli 2 bin 709 tane protokolü olduğuna dikkat çekti. Acar sözlerine, “Söz konusu açıklamalar ve yapılan uygulamaların itirafı ve de yapılmaya devam edileceğine  dair ifadeler açıkça suç ikrarıdır. Bu ifadeler, gerek Anayasa gerekse de 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda 'Laik Devlet ilkesinin' gereği olarak laik eğitim sistemi esası adeta yerle bir edildiğinin, bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından tarikat ve cemaatlerin milli eğitim sisteminin bir parçası haline getirildiğinin ve bunlara imtiyaz  tanındığının  itirafı olarak açıkça meydan okur şekilde ilan edilmiştir. Ülkenin neredeyse en büyük taşra teşkilatı ağına ve de en çok personeline sahip olan Bakanın başında olduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nın bunca kamu kaynağı sarf etmesine karşın tam olarak hangi kamu hizmetini ne gerekçeyle yerine getirememektedir ki başkaca tarikat ve cemaatlerin ilave olarak desteğine ihtiyaç duymaktadır” şeklinde konuştu.

Sadık acar-6

'DEVLET İTİBARINI ZEDELEYİCİ VE AŞAĞILAYICIDIR'
Yapılan açıklamanın asla kabul edilemez olduğunu ifade eden Başkan Acar, “Peşinen belirtmek gerekir ki Bakanlığın imzaladığı bu protokollerle yapılan asli göreve ilişkin bir takım cemaat ve tarikatler adı altındaki dernek ve vakıflara yapılan yetki devrinin gerekçesi olarak Bakanın ifadesiyle; 'Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor' şeklinde ki gerekçe ise akıllara zarar ve açıkça alenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarını zedeleyecek ve aşağılayacak  nitelikte  bir değerlendirmedir. Bakanın bu ifadesiyle, terörle mücadelede hayatları pahasına görev yapan kamu görevlileri dahil hiçe sayılarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yok farz edilerek terörle mücadeleyi kim olduğu belirsiz bu tarikat ve cemaatlerin  yerine getirdiği iddia edilmektedir.  Dahası bizzat kendi sorumluluk alanı altında bulunan dağa gitmeyi önlemek konusunda her türlü eğitim faaliyetini yerine getirme görevi bulunan bir Bakanı'nın bu ifadesi kendi görevini ihmal ettiğinin de ayrıca ikrarı olmuştur.  15 Temmuz hain darbe girişiminin daha hafızalarda taze olduğu şu dönemde, tarikat ve cemaatlerin devletin kurumlarına sızmasının oluşturduğu milli güvenlik tehdidi ortadayken Bakanın tarikat ve cemaatleri devletin içinde faaliyet göstermesine olanak sağladığına yönelik itirafı açıkça suç ikrarıdır. Bu nedenlerden dolayı Eğitim-İş olarak Bakan Yusuf Tekin hakkında sendikamızca suç duyurusunda bulunulmuştur” dedi.

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ