ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, mülakat süreciyle ilgili yapılan değişiklikler, eğitim sektöründe uzun süredir devam eden tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Eğitim-İş ve Eğitim-Sen şube başkanları, mülakat komisyonunda yer alan jüri üyelerinin objektif ve tarafsız olmadığına dair eleştirilerini yinelerken atama sürecinin daha şeffaf bir şekilde merkezi bir sistemden adayların başarı puanına göre atamaların yapılmasını istiyor. İktidarın seçim öncesi vaatlerini hatırlatan Eğitim-İş Şube Başkanı Sadık Acar, “İktidar, tüm kamu kurumlarından mülakatı kaldıracağız vaadi seçim sonrasında unutuldu. Bugün liyakattan uzak atamalar yapan AKP iktidarı verdiği bu kararla yine liyakatten uzak atamaların önünü açmıştır. Ülkemizde yapılan mülakatlar hangi şartlar altında olursa olsun hep şaibeli olmuştur. Bakan Tekin’in açıkladığı ‘mülakatlar 45 dakika olacak ve kamerayla kayıt altına alınacak’ şartları da bu durumu değiştirmiyor. İktidarın özellikle son yıllarda yaptığı atamalara baktığımızda hepsinde şaibe olduğunu görüyoruz. İktidar, kendi seçmenine ve cemaatlere şirin gözükmek adına tekrar mülakatların önünü açmaktadır. Eğitim-İş olarak her zaman liyakatlere göre yapılmasını savunduk. Bunun yolu da mülakatsız, sınav puanlarına göre atama yapmaktan geçiyor. Görüyoruz ki, her zaman olduğu gibi yine verilen sözlerden vazgeçilmiş ve vaatlerin ise sadece seçim yatırımı olduğu ortaya çıkmıştır. Geçmişte yapılan işler bugünün aynasıdır. Kameraların olduğu KPSS sınavında bile sorular çalındı. Mülakatlarda ise daha fazlasına duyduk, şahit olduk. Yapılan mülakatlar insanları ayrıştırmaktan öteye gidememektedir” ifadelerini kullandı.

sadık acar-4

‘MÜLAKAT TİYATROSU’
Bakan Tekin’in mülakatlarla ilgili açıkladığı yeni uygulamalara değinen Eğitim-Sen Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “Mülakatların kamera ile kayıt altına alınacağı ifade ediliyor fakat Bakan Tekin’in açıkladığı yeni şartlar zaten uygulanan bir yöntem. Burada değişen bir şey olmamasına rağmen yeni bir uygulama gibi sunuluyor. Mülakatlar iktidarın kendi ideolojisini hayata geçirmek projesidir. Ülkenin bütün kadrolarını, kanunlarını ve sistemini yeniden dizayn etmek isteyen bir iktidar var. Bu nedenle eğitim sistemini ideolojilerini dizayn edebilecekleri en önemli alanlardan biri olarak görüyor. Bunun en önemli örneklerinden biri de ‘Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ (ÇEDES) projesi ile okullarda görevlendirilen imam ve vaizdir. Okulların açılışında belli protokoller olurdu. Yeni eğitim öğretim yılıyla ilgili idareciler, öğretmenler konuşur ve tören olurdu. Bu artık çoğu okulda uygulanmıyor. Birçok okulda özellikle de İmam Hatip okullarında Kur’an-ı Kerim okunarak açılışlar yapıldı. Hem eğitim sistemini hem de sağlığı daha da özel hale getirerek, kamusal temel bir insan hakkı olmaktan çıkartıyor. İktidar oluşturduğu ittifakın görüşleriyle birlikte yeni bir ülke dizayn etmeye çalışıyor. Ülkeyi dizayn etmeye çalışırken de kamu kadrolarını kendi istediği insanlardan oluşturmak istiyor ve bu nedenle de mülakatı kaldırmıyor. Aksine mülakatları daha sıkı ve eleyici bir şekilde ‘kendisinden olmayı dışlayarak’ sürdürmeye devam ediyor. Seçim öncesinde ne miting alanlarında ‘bütün kamu kurumlarından mülakatı kaldırıyoruz’ demişlerdi. Milli Eğitim Bakanı’nın açıklaması da bunun itirafıdır. Bu şekilde atamalar yapıldığı sürece eğitimin bilimsel, laik ve demokratik bir içerikte olması mümkün değildir. Şu anki mülakatlar tiyatrodan başka bir şey değildir. Bu ülkenin başarılı çocuklarını dışlıyorlar, kendi yandaşlarını kadrolara dolduruyorlar” şeklinde konuştu.

nurettin sönmez-2

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ