EĞİTİM

Eğitimde mülakata tepkiler büyüyor

Kamuya öğretmen alımı sürecinde yapılan değişikliklerin ardından yeni mülakat sistemine bir tepki de Eğitim Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen başkanlarından geldi

ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, öğretmen atamalarında mülakat sisteminin kaldırılacağına dair verilen sözler, öğretmen adayları ve eğitimciler arasında büyük bir umutla karşılanmıştı. Sendika başkanları verilen sözleri hatırlatırken, mülakatın hala devam ettirilmesinin öğretmen adayları arasında adaletsizlik ve güvensizlik duygusunu pekiştireceği konusunda endişelerini dile getirdi.

Kamuya öğretmen alım sürecinde mülakat sisteminin kaldırılacağına dair verilen sözler, adil ve şeffaf bir atama sürecini teşvik etmek amacıyla yapılmıştı. Ancak, söz konusu değişikliklerin henüz hayata geçirilmemiş olması eğitim sendikaları tarafından eleştiriliyor. Eğitim Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen başkanları, mülakat sisteminin devam etmesine ilişkin görüşlerini açıklarken, adayların objektif bir değerlendirme sürecine tabi tutulmadığını ve birçok adayın eşit bir fırsata sahip olamadığını dile getiriyor. Sendika başkanları, mülakatın kişisel tercihler ve ön yargılar doğrultusunda sonuçlanabileceğini vurgulayarak, bu durumun eğitim sistemi açısından sağlıklı bir seçim sürecine katkı sağlamadığını belirtiyor.

MÜLAKATA HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIZ
Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, mülakatın öğretmen adaylarının mesleki bilgi ve yeterliliklerini öncelikli olarak değerlendirmeyen bir yöntem olduğunu vurgulayarak, bu yöntemin eğitim-öğretim kalitesine herhangi bir katkı sağlamadığını belirtti. Başkan Miran, mülakatın her türlüsüne karşı olduklarını ifade ederek şunları dile getirdi: “Öğretmen adaylarının mesleki bilgi ve yeterlilik düzeyini öncelikli olarak değerlendirmeyen, adayın öğretmenlik mesleğine uygunluğunu ve yetkinliğini tespit edemeyen, öğretmen yeterliliklerini ve eğitim-öğretim niteliğini artırmaya herhangi bir katkısı bulunmayan mülakat usulünün kaldırılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

MEB’İN MÜLAKAT GEÇMİŞİ MASUM DEĞİL
Milli Eğitim Bakanlığının geçmişinin masum olmadığına ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesinde vaat ettiği ‘mülakatları kaldıracağız’ sözünün havada bırakılamaması gerektiğini söyleyen Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Oğuz Öztürk, “Özellikle eğitim çalışanları mülakat uygulamasının eziyetini yaşamış ve uzun yıllar bu travmanın olumsuz etki ve sonuçlarını bizzat tecrübe etmiş bir camiadır. İşe alımlardan görevde yükselme ve yönetici atamalarına varıncaya dek Milli Eğitim Bakanlığı’nın mülakat geçmişi hiç de masum değildir. Sözlü sınav süreçlerinde sendikal, sosyal, siyasal yapıların iradesiyle listeler havada uçuşmuş, hak edenin “hak ettiğini alamadığı” emsaller yaşanmıştır. Sahanın psikolojisi bu haldeyken, öğretmen atamalarında (ve belki de diğer başka süreçlerde) yeniden mülakatın belirleyici olacağı bir kurgunun dile getirilmesi, eğitim çalışanlarında ve öğretmen adaylarında asla yadırganamayacak bir endişe ve huzursuzluğa neden olmuştur. Sayın Bakanın, öğretmenin niteliğini koruma gayesiyle yaptığı değerlendirmenin pratiğe yansımasının iyi hesap edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

NİTEKLİ ÖĞRETMEN İÇİN NİTELİKLİ EĞİTİM
Başkan Öztürk sözlerine, “Bize göre ülkemizin geleceğini inşa eden öğretmenlerimizin en donanımlı şekilde yetiştirilmesi elzemdir. Ancak bunun için ilk yapılması gereken, öğretmen yetiştirme sürecinin masaya yatırılmasıdır. Her zaman söyleriz; öğretmenlik sadece geçimi sağlamanın vasıtası olan bir meslek olmaktan ibaret değildir. Öğretmenlik bir ideal ve sevgi mesleğidir. İşte bu bilinç temelinde öğretmen yetiştirme sürecinin tayin edilmesi gereklidir. Sendikamızın düzenlediği Öğretmen Yetiştirme Çalıştayı sonuç raporlarına da yansıdığı gibi; Öncelikle öğretmen liselerini yeniden açalım. Öğretmen olma arzu ve hedefindeki öğrencilerimiz öğretmen liselerine yerleşsin. Orta öğrenim düzeyinde bu hedefinde bir sapma olmayan mezunlarımız, yine öğretmen olma arzu ve hedefiyle eğitim fakültelerine yerleşsin. Eğitim fakültelerimizin son sınıflarını tam zamanlı olarak sahada/okulda geçiren öğrencilerimiz, hala öğretmen olma duygu ve hedefini taşıyorsa öğretmen adayı olarak fakülteden mezun olsunlar. İşte böylesi bir duygu ve donanımla eğitim fakültesini bitiren mezunlarımız zaten gerçek anlamda “nitelikli öğretmen” olarak eğitim sistemine dâhil olurlar. Sayın Bakanın, 45 dakikalık mülakatla amaçladığı ölçme, işte bu 9 yıllık lise ve üniversite eğitim sürecinde zaten sağlıklı şekilde gerçekleşmiş olacaktır” dedi.

Kamuya atanacak öğretmen sayısı düşünüldüğünde mülakatların birçok sıkıntıya neden olabileceğini söyleyen Öztürk, “Onlarca branşta 30 ila 40 bin öğretmen alımın yapılacağı bir mülakat sürecinin, fiziken yürütülmesi de hesap edilebilecek ya da edilemeyen birçok sıkıntıya neden olacaktır. Her bir adayın 45 dakika mülakata tabi tutulacağı mülakatlarda, liyakatli komisyonların yeterince oluşturulması, o komisyonların belki de haftalar sürecek değerlendirme süreçleri de çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Tabii, kamuyu yönetme hadsizliğini yıllardır sergileyen bir takım dışarıdan yapıların alışageldik çirkinlikleri de sürecin cabası olacaktır” ifadelerini kullandı.

Sosyal Hizmetler mezunu 35 yaşındaki S. K. 2014 yılında girdiği mülakatlarda KPSS puanından daha düşük verilen mülakat notu nedeniyle elendi. Mülakat sonucu elendiği için bir daha sınava girmediğini belirten S.K, “KPSS puanım 80 iken bana verilen puan 69’du. Sınava girdiğim sene itibariyle 70 alım puanı sınırı vardı. Düşük verilen mülakat sonucu elendim. Mülakatta alanımla alakalı sorulardan ziyade alakasız sorulara maruz kaldım. 4 saat boyunca mülakata girmek için beklerken orada tanıştığım birinin torpille gireceğini söylemesi üzerine ilk başta inanmadım. KPSS puanı 70 puanın altında olan kişi mülakattan aldığı yüksek puanla atanırken ben ise aradan geçen 9 yılda mesleğimden uzaklaşmak zorunda kaldım. Yalnızca ben değil çevremde 7 yıldır tarih bölümünden sınavlara giren ve her seferinde mülakatlarda elenen arkadaşlarım var. O zamanlar FETÖ vardı. Sorular çalınmıştı. Şimdi tekrar girer miyim, sanmıyorum. Sonucun değişeceğine inanmıyorum. Mülakat kalksa bile başka bir şey bulurlar ve istediklerini alırlar. O nedenle mesleğimden de uzak kaldım. Şu anda Doktoraya hazırlanıyorum ve akademik kariyer yapma hedefim var” sözlerine yer verdi.