Engelleri aşmak
Sosyolojiye az buçuk ilgisi olanlar bilir. Literatüre damgasını vurmuş, toplumu canlı bir organizmaya benzeten, organizmacı toplum görüşünde yer alan sosyologlar vardır.
Gönül isterdi ki toplum, tıkır tıkır uyum içinde işleyen ve sağlıklı yaşayan bir organizmaya benzesin. Ne muhteşem olurdu.
Vakit seçim hazırlığı vakti...
Gördüğüm kadarıyla milletvekili listelerinde kadın aday sayısı yüzde 40 civarında olan parti sadece 2; TİP ve YSP.
CHP ve İYİ Parti ise yüzde 26-27arasında yer vermiş kadınlara.
Diğerlerinin kadın üye sayısı yüzde 20 bile değil.
Listelerdeki sayı bir yana, peki sıralama?
Kaynak internet adresi ve sitesi; TÜİK 6 Mart 2023, saat: 10.00, Sayı 49668 (data.tuik.gov.tr)
Datada toplam nüfus içerisinde kadının payı (2022) yüzde 49,9.
2022 sonu 579 milletvekilinden 100'ü kadın. Oran yüzde 17,3. Bu erkek egemen toplumda ve mecliste kaç milletvekili kadınımız baskısız, hür sesini çıkarabilmekte ve aktif katılımda? 6284 sayılı kanun tartışması? Nerede karar mekanizmalarında toplumun yarısı?
Kadın sadece ve sadece düşüncelerdeki, toplumdaki ataerkil zihniyet sebebi ile gerek kurumsal eğitimde, gerekse kendini yetiştirmede kısıtlı, beraberinde de sosyal hayat ve iş hayatında alabildiğine kuşatılmış durumda. Sırtına yüklenen küfeleriyle görevi haline, varlık sebebi haline gelen iş ve külfetler yüzünden nefes alamayan kabullenilmiş/öğrenilmiş çaresizliğinin içinde debelenen, kendi hayatına kendisinin karar vermesi hor görülen, kimi zaman itelenen, küçümsenen, kimi zaman 'saçı uzun aklı kısa' denilen, 'kadın aklı' denilen, oraya buraya çekiştirilen, yediğine içtiğine, giydiğine, gezdiğine, tozduğuna, neredeyse nefes almasına takılan, sürekli ezilen, çoğu psikolojik şiddet mağduru, kimisi direkt fiziki şiddet mağduru ve hatta kimisi öldürülen ve kendine gelemeyen, getirilmek istenmeyen, çoğu kez kendini bile fark etmeyen, hiçbir şey için zamanı olmayan, zaman ve olanak verilmeyen, korkutulan, sindirilen, mahremiyet, namus, gelenek, adet, din olgusu üzerlerine kilit yapılmış, bilinçlenmesi istenmeyen kadınlarımız...
Sonuç? Yarısı eksik ve engelli bir toplum.
Eski Yeşilçam filmlerinin konusuydu dilenci krallarının çocukları insafsızca engelli hale getirmeleri.
Durum işte tam da budur. İnsafsız bir dilenciler kralı yoksa başımızda ve sağlıklıysak her iki yarımız da tam, eşit ve işlevsellikle, uyum içinde tıkır tıkır çalışırsa o toplum yaşar ve ihya olur. Aynı organizma gibi...
Süregiden ve ısrarla, baskıyla devam ettirilmeye ve halen yeni nesillere de ekilmeye çalışılan ataerkil zihniyet bu toplumun engelidir. Böyle yol alamayız.
Daha yanı başımızdaki eşimizle dostumuzla anamızla babamızla çoluk çocuğumuzla kadın-erkek, öteki farkını aşamıyorsak kendi içimizde bile bir patronluk, güç mücadelesi yaşıyorsak, el ele, eşitlikle, birlikte, omuz omuza yol alamıyorsak soru şu; toplum olarak bir arada farklılıklarımızla eşitlikle adaletle hakla hukukla nasıl bir arada yaşayabileceğiz?
Kadın 21. Yüzyıl'da hala sadece insan haklarının peşinde, cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele ediyor. Peki, sizler onları duyuyor musunuz? Birlikte tam ve sağlıklı bir toplum olabilmek için, yaşam dünyalarımızda ne yapıyoruz?
Evet, engelleri aşmak zorundayız ve ancak birlikte aşabiliriz.
Adalet, eşitlik, kardeşlik, hak ve hukukla, refah içinde özgür, güzel yarınlar dilerim herkese.
Sevgi ve saygılarımla...
Bunlar da ilginizi çekebilir