Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Erzurum, tabiat şartlarının elverişliliği ve stratejik konumuyla tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Yapılan kazılarda bulunan taş araçlar, Erzurum'daki yerleşimin geçmişinin Yontma Taş Devri’ne kadar uzandığını ortaya koyarken Karaz, Pulur ve Sos Höyük buluntuları, kentin İlk Tunç Çağı'nda Karaz Kültürü’nün merkezi olduğunu gösteriyor. Tarih boyunca Hurriler, Asurlar, Kimmerler ve İskitler gibi uygarlıkların hâkimiyetinde kalan Erzurum, M.Ö. 6. yüzyılda Persler tarafından işgal edildi. Daha sonra Büyük İskender’in M.Ö. 4. yüzyılda bölgeyi ele geçirmesiyle Erzurum Makedonya topraklarına katıldı. Roma İmparatorluğu'nun M.S. 395’te bölünmesinin ardından Doğu Roma (Bizans) sınırlarında kalan şehir, 415-422 yıllarında İran saldırılarına karşı Theodosiopolis adıyla güçlendirildi.
Erzurum, 633 yılında İslam orduları tarafından fethedildi ve Müslüman dünyasının önemli şehirlerinden biri haline geldi ancak Müslüman devletler arasındaki iç çekişmeler nedeniyle bölge yeniden Bizans kontrolüne geçti. Selçuklular’ın 1048 Pasinler Meydan Muharebesi'ndeki zaferi ve 1071 Malazgirt Zaferi sonrasında Erzurum, Türk yurdu oldu. Anadolu’daki ilk Türk beyliği olan Saltuklular, Erzurum’u başkent yaparak 1202 yılına kadar burada hüküm sürdü. 13. yüzyılda Moğolların işgaline uğrayan Erzurum, İlhanlılar, Eretna Beyliği, Karakoyunlular ve Akkoyunlular arasında el değiştirdi. 1514’te Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilen Erzurum, Kanuni Sultan Süleyman döneminde kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı döneminde stratejik bir serhat şehri olarak önem kazanan Erzurum, ticaret yolları üzerindeki konumuyla kültürel ve ekonomik olarak gelişti ama 17. yüzyılda Yeniçeriler ve halk arasında yaşanan isyanlar, şehri karışıklığa sürükledi. 1620’lerde Abaza Mehmed Paşa’nın ayaklanması, Erzurum’da kanlı olaylara neden oldu. 19. yüzyılda Erzurum, Rusların istilalarına maruz kaldı. 1828-1829, 1878 ve 1916 yıllarındaki Rus işgalleri büyük yıkımlara neden oldu. 1918’de Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu, Erzurum’u işgalden kurtardı. Erzurum, 23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresi ile Kurtuluş Savaşı’nın temellerinin atıldığı yer olarak Cumhuriyet tarihine geçti. Cumhuriyet döneminde il statüsüne getirilen Erzurum, günümüzde Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük ve en önemli şehirlerinden biri olmayı sürdürüyor.
PEKİ, ERZURUM İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Erzurum, tarih boyunca farklı medeniyetler tarafından farklı isimlerle anılmıştır. Şehrin bilinen ilk adı, Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius’a (408-450) atfen verilen Theodosiopolis idi. Ermeniler ise bu bölgeyi Karin adıyla tanıyordu. Romalıların istilasından önce Erzurum'un bulunduğu yerde, Ermenilerin ‘Karin’ diye adlandırdığı bir yerleşim olduğu biliniyor. Arap tarihçisi Belâzürî’ye göre şehir, bölgeye hâkim olan bir kişinin ölümünün ardından yerine geçen Kali adlı eşi tarafından inşa edildiği için Kalikale olarak adlandırılmıştı. Araplar ise burayı Kālîkalâ ismiyle andı. 11. yüzyıldan itibaren Türkler, Theodosiopolis için Erzen ismini kullanmaya başladı. Selçuklu döneminde basılan sikkelerde şehrin adı, Erzenü’r-Rûm, Erzen-i Rûm ve Erz-i Rûm şeklinde yazıldı. Zamanla bu isim, Arz-ı Rûm şekline dönüştü ve son olarak da bugünkü Erzurum halini aldı.