Dün Expo 2016 sergi alanını gezdik gazeteci arkadaşlarımızla.
Daha oralar tarlaydı gidip gelmeye başladığımızda.
Ellerimizle ağaçlar diktik. Logosunu gazetemizin logosunun koyup, ‘Bu bizim projemiz, Antalya’nın’ dedik.
Dünya nasıl yapıyormuş bu Expoları deyip Çin’e kadar gidip gördük…
Gördük ki böyle organizasyonlar o şehrin havasını değiştiriyor. İşte bu yüzden sahip çıktık.
Dün gördük ki Expo açılış tarihine yetişir meraklanmayın.Neredeyse bitirmişler….
Ben bitirilmesi ya da kaç ülkenin katılıp katılmayacağına takılmıyorum. Eğer bir sorun çıkarsa bunun sorumluları vardır savunmalarını yaparlar, hesabını verirler.
Ben dün Expo alanında nereye takıldım biliyormusunuz?
Kongre merkezine!
Avrupa’da benzeri olmayan beş bin kişilik kongre merkezinin on iki aya yaymaya çalıştığımız Antalya Turizminin çeşitlendirilmesine yapacağı katkıyı düşünebiliyormusunuz!
Ben çok keyif aldım gezerken.
Bu üç katlı kongre merkezine 500 ila 900 kişilik toplantı salonları, fuayeler, kafeteryalar ve restorantlar da dahil etmişler.
Altın Portakal, sinema günleri, piyano festivalleri, açılışlar, galalar,dünya starları, operalar, müzikaller
Siyasilere, doktorlara, mimarlara, hukukçulara dev bir salon.
Öyle üst üste çadır tiyatrosu izler gibi değil.
Öyle plastik sandalyelerin üzerine dore giydirmelerle ayıpların saklanması değil.
Bu şehrin çıtasını en üste koyacak bir Kongre Merkezi.
……..
Expo gelir geçer bu Kongre Merkezi Antalya’ya kalır.