EXPO 2016 kapılarını Türkiye ve dünya için çok önemli bir günde açacak.
Antalya o gün çok önemli bir sınavdan daha geçerken G20’de olduğu gibi bu organizasyonda da anlının akıyla çıkacak.
Son halini gördünüz mü bilmiyorum ama EXPO’nun Antalya’ya ve çevre illere sağlayacağı katkı inkar edilemez.
Avrupa ülkelerine yaptığımız gezilerde ağzımızı açıp “Bu niye bizde yok” dediğimiz her şey yavaş yavaş ülkemize de geliyor.
Katılım sayısı ne olursa olsun kesinlikle yeterlinin üzerinde olacaktır. Birilerinin “Az gelişmiş ülkeler katılıyor. Hiç Avrupa ülkesi yok” eleştirilerine de hiç katılmıyorum.
Ben işe Antalya açısından bakıp “ Bu Antalya için çok büyük nimet “ diyorum.
Hani cazibe merkezi yok ya “ Alın size cazibe merkezi”
Antalya’nın girişindeki o boşluk kocaman bir yapıyla doluyor.
Tramvay kapısına kadar götürüyor.
Yolları birer birer tamamlanıyor.
“İtin öldüğü yer” yakıştırması da tarih oluyor.
Gidin bir görün Antalya ne kazanmış ya da kazanacak.
“Bitmez, yarım kalır, kuleyi tamamlayamazlar, Oraya kim gider” diyenler yine utanmayacak ama oraya gitmekten de kendilerini alıkoyamayacaklar.
23 Nisan günü Türkiye ve Antalya büyük bir işi daha başarmış olacak.
EXPO bitince tüm bu yapılar Antalya’ya kalacak.
İnsanların gezip vakit geçirebileceği dünya bahçelerini tanıyabileceği, dünya coğrafyası hakkında fikir sahibi olabileceği bir tesisler topluluğu artık bizim.
EXPO’nun kazanıldığı günden bu güne geçen sürede yazılanları ve yapılan yorumları biriktirdim.
Defter önümde.
Bakalım kimler ağız değiştirecek ya da muhtelif yerlerini duvara vuracak göreceğiz…