YEREL GÜNDEM

Falezler yok oluyor

Falezlerin kıyı mevzuatına aykırı yapılaşma nedeniyle büyük tehlike altında olduğunu belirten Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Antalya Şubesi falezlerdeki betonlaşmanın doğal yapıya geri dönülemez zararlar verebileceği konusunda uyardı

ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, şehir Plancıları Odası (ŞPO) Antalya Şubesi Falezler üzerindeki yapılaşmaya dikkat çekti. ‘Falezler İmdat Diyor’ ifadelerini kullanan yönetim kurulu, kıyı mevzuatına aykırı inşa edilmiş yapıların yasallaştırılmasının durdurulması gerektiği ayrıca anayasa ve yasaların kıyı bölgelerinin kamusal kullanımını öncelikli gördüğü hatırlatılarak, “Kıyıların, imara aykırı yapılanmalarla tahrip edilmesi, doğal afet risklerini artırarak kalıcı zararlar doğurabilir. Bu durum, çevre ve kamusal alanların korunması açısından büyük endişe yaratıyor” ifadelerini kullandı.

KIYILARDA ENGELLER OLUŞTURULAMAZ

Antalya’da son dönemde kamusal alanlarda yaşanılan sorunlara dikkat çekilen açıklama da, Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Antalya Şubesi Yönetim Kurulu, kıyıların anayasa ile korunduğuna ve hüküm ve tasarrufunda devlette olduğu ifade edildi. Açıklamanın devamındaysa, “Anayasa’ya göre, ‘Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. İmar Kanunu uyarınca yapılan izinsiz uygulamalar, kamu yararını içermemekte, sebepsiz zenginleşmeye yol açmakta, aykırı ve kaçak yapılaşma nedeniyle işgale sebep olmakta ve kıyı alanlarında tahribat yaratmaktadır. Kanunun 6. maddesi ise ‘Kıyı herkesin eşit ve serbestçe yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, hendek, tel örgü vb. engeller oluşturulamaz’ ifadesini içerir. Bu kanuna göre, kıyı kenar çizgisi altında kalan tüm deniz ve kara alanları devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, kamuya açık alanlardır” ifadelerine yer verildi.

YAPILAR ENGEL OLUYOR

Falezlerin sit alanı olmasına rağmen yeterince korunmadığı ifade edilen açıklamada, “Falezlerin başlangıcı olan Konyaaltı Varyantından başlayarak Lara Düden Çayının denize döküldüğü alana kadar tüm falez kıyı bandı güzergahını incelendiğinde Falez kıyı alanlarının Atatürk Parkı bölümü; Kesin Korunacak Hassas Alan, Yat Limanı kısmı; Kentsel Sit Alanı, Karaalioğlu Parkı bölümü; 1’inci Derece Doğal Sit Alanı, Düden Çayı’ndan falezlerin doğu bitimine kadar olan kısmı ise; Kesin Korunacak Hassas Alanı, Falez Kıyı bandının Kesin Korunacak Hassas Alanın kuzey yönündeki kısmının ise Nitelikli Doğal Koruma Alanı olduğu görülmektedir. Falezler ile denize paralel şekilde yer alan yol akslarının ve yeşil alanların yer yer devamlılığının yapılarla engellendiği görülmektedir. Falezler üzerindeki bazı yapılar, tüm suyollarının denize ulaşmasına engel olmaktadır” denildi.

DAHA FAZLA PLAJ OLMALIYDI

Açıklamanın devamındaysa kent merkezinde daha fazla plaj olması gerektiğine dikkat çeken yönetim kurulu, konyaaltı Varyanttan, Yat Limanı, Tarihi Mermerli Plajına kadar yaklaşık 2 ila 2,5 kilometrelik sahil bandında yapılmış herhangi bir plaj bulunmadığını ancak Yat Limanı’ndan Karpuzkaldıran Plajı’na kadar yaklaşık 11 km sahil bandında aktif kullanılan/kullanılmayan 20’nin üzerinde plaj alanının yer alıyor. Bu alanlarda bir matematiksel oran düşünürsek 2,5 km sahilde 1 tane plaj var ise, 11 km’lik sahil bandında en fazla 4 veya 5 adet plaj olması gerekliliği ortaya çıkmaktadır’’ açıklamalarına yer verildi. Yönetim kurulu son olarak, “TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi olarak kentimizde telafisi güç veya imkânsız zararlar oluşmaması için doğal morfolojik yapıya zarar verecek her türlü yaklaşımın karşısında olduğumuzu ve şehircilik ilke ve esaslarını dikkate alarak, kamu yararı gözeterek, doğa ile barışık, daha yaşanabilir kentler oluşturabilmek için doğamızı savunmaya devam edecek olup bu konuda mücadelelerimizi sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla ile duyururuz” ifadeleri kullanıldı.