Antalya’nın 19 ilçesi içerisinde olan Finike ilçesi, Antalya’nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Finike, Antalya'nın batısında yer alan turistik bir ilçedir. Doğuda Kumluca, kuzeyde Elmalı, kuzeybatıda Kaş ve batıda da Demre ilçelerine komşudur. 2022 yılında yapılan sayıma göre Finike’nin nüfusu 49.720 kişiden oluşuyor. Bölge tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasından dolayı Antalya’nın tarihi açıdan önemli ilçelerinden biri olma özelliğine sahiptir. Peki, nereden geliyor bu güzide ilçenin ismi?
İLK ADI PHOENİCUS
Fenikeliler tarafından M.Ö. 500'lerde, liman kenti olarak kurulduğu bilinen ilçenin en eski isminin Phoenicus olduğu bilinmektedir. Antik dönemde Finike’nin önemli bir liman kenti statüsünde olduğu biliniyor. Bu durum, ticaret merkezi olmasına da olanak sağlamıştır. O zamanki kuruluş yeri olan İskele Mahallesi’nde bulunan Acıçay, liman işlevi görür ve yük indirip-bindirme işlemlerine ev sahipliği yapardı. Finike’nin her bölgesinde farklı tarihi dönemlere ait kalıntılar bulmak mümkündür. Helenistik dönem, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi dahil olmak üzere her yüzyılda yaşamın var olduğu topraklardır. Sadece Bizans dönemindeyken daha az sayıda bir nüfusun yaşadığı düşünülüyor.
Peki, geçmişten günümüze topraklarında birçok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu köklü ilçenin günümüzdeki ismi nereden gelmekte?
FENİKELİLERDEN DOLAYI FİNİKE
İlçenin, bazı rivayetlere göre adını Fenikelilerden aldığı söylense de buna yönelik bir kanıt bulunmamaktadır. Finike; antik çağ döneminde Phoinikos adıyla kayıtlara geçmiş. Phoinikos kelimesi ‘voinik’ kökeni ile Slav dilinde ‘asker’ demektir, ‘os’ çoğul eki ile beraber ‘askerler’ anlamını alır. Likya devletinin ve Anadolu’nun yerli halkı olan Lukka’lar cesaret ve yurdu uğruna savaş konularında tarihe birçok iz bırakmıştır.
Bölgenin günümüzde kullanılan resmi isminin (Finike) tarihsel herhangi bir geçmişi bulunmamakla birlikte, 'Fenike' isminin cumhuriyetin ilanından sonra ülke genelinde yaygın bir kamu politikası halini almış olan Türkçeleştirme hareketi kapsamında 1937 yılında, dönemin İç İşleri Bakanlığı Dahiliye Nezareti tarafından çıkarılan vilayetler tüzüğü ile değiştirildiği bilinmektedir.