Şehir bu aralar çok hareketli, geçen sene yapılamayan Antalya ile özdeşmiş Altın Portakal Film Festivali başladı. Sinema sektörü oyuncusundan yönetmenine nefeslerini tutmuş festivale odaklanmış durumda.
Film festivalleri alışkın olduğumuz sinema akımının dışında kalan projelerin keşfedildiği yerlerdir. Bu anlamda sinema sektörünün devamlılığı ve gelişimi için çok önemlidir. Bağımsız tanınmamış yapımcılar için de çok büyük fırsatlar barındırır.
Festival filmleri sinema sektöründe çok ayrı bir daldır. Ticari kaygının ötesine geçerek sinema sanatını ön plana çıkarır. Ticari beklenti arka planda olacağı için projeyi baskılamaz ve ortaya daha özgün daha yaratıcı projeler çıkar. Bu filmler, sektörün genellikle göz ardı ettiği veya yeterince yatırım yapmadığı projeleri ön plana çıkarır. İşin içinde büyük riskler vardır.
Aslında yönetmen ve oyuncuların hiçbir baskı altında kalmadan özgürce ortaya koydukları projelerdir. Ticari kaygı barındırmasa bile bir yönetmen ya da oyuncu için bu filmler prestij, kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Ortada çok riskli bir meydan okuma vardır. Yönetmen ve oyuncu bu projelerde adeta sektöre kafa tutar ve gerçek potansiyelini ortaya koyar.
Festival filmlerinde genellikle sosyal, politik veya kültürel temalar işlenir. Bu filmlerde toplum ve birey ön plandadır. Bireylerin yaşamları mercek altındadır. İnsan doğasına dair derin mesajlar içerir. Ağır tempolu ve insanı yorar bu filmler çünkü sürekli düşünmeye ve hikayenin içinde kalmaya zorlar. Çok tanıdık gelen bir hikayeyi başka bir bakış açısıyla göze sokar. Filmleri öyle açık uçlu sonlandırırlar ki kendi hayal gücünle günlerce düşünüp kalırsın. Bu saydıklarım aslında iyi bir festival filminin ana unsurlarıdır. Konunun dışında başka bir faktör de kullandığın metotlardır. Görüntü, ışık, açılar… Bunların hepsi marjinal ve projeye uygun olmalıdır. Estetik ve kullandığın teknikle yön verici, çığır açıcı olmalısın. Bazen filmi beğenmezsin ama görüntü, açı ve renklere bayılırsın. Bu tarz filmlerde yeteneğinle ön plana çıkıp başarısız unsurların üzerini kapatabilirsin.
Altın Portakal’da en son 2022 yılında başrolde Selahattin Paşalı ve Ekin Koç’un oynadığı yönetmen koltuğunda ise Emin Alper’in oturduğu ‘Kurak Günler’ filmi çok konuşulmuştu. Artı festivalde en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu derken 9 dalda ödül toplamıştı. Kurak Günler bana göre kurgusunda biraz sıkıntı olsa da dediğim gibi görüntü, açılar ve renkler anlamında güzel bir filmdi. Bu sene de iddialı projeler, özellikle merakla izlemek istediğim filmler var. Bakalım neler çıkacak?