Fikret Otyam’a saygıyla...

Al yazmalı sevdaları tablolarına oya gibi ilmek ilmek işledi.

Yazardı, şairdi, ressamdı, Anadolu'dan nefesler estirdi.

Cumhuriyetçiydi, Atatürkçüydü.

Yaşamı dost biriktirmekle geçti. Bin yıllık dostlar biriktirdi. Bir koca çınardı.

Usta Kalem Atilla Köprülüoğlu, ölüm yıl dönümünde kaleme aldığı 'Anadolu'nun Ruhu/Sanatçı Yazar' başlıklı yazısında Fikret Otyam'ı, Orhan Kemal'in anlatımıyla bizimle buluşturuyor:

'Bütün yazıları, çizgileri,
Hatta fotoğraf çekimlerine rağmen,
Fikret Otyam, her şeyden önce,
Alabildiğine yakın bir dost!
Bu dostluğun rengi, kokusu, tadı var.
Mesela; dallarda geveze bir bülbül,
Güneş vurmuş pırıl pırıl bir su,
Yamaçlarda yansıyan çapkın bir aşk türküsü,
Picasso'dan rasgele birkaç desen,
Hatta Sait Faik'in 'Hişt Hişt' hikayesindeki,
Burgaz baharı yüklü taptaze bir pasaj…'

Ve o yazıyı şu vefa dolu sözlerle bitirmiş dostumuz Köprülüoğlu;

'Ne kadar oturursak oturalım,
sonu gitmektir dostlar,
sefa ile uğurlayın bizi.' derdi hep Otyam Usta.
Dostları, sevenleri, sevdikleri için;
'bu toprağın rengi, bu toprağın ruhu,
bu toprağın evladıydı'

Beş yıl önce -tam da bugün aramızdan ayrıldı Fikret Otyam.
Yolun sonsuzluk, mirasın da Anadolu olsun güzel insan.
Bıraktığın izlere, renklere saygıyla.

***

Fikret Otyam'ın resim sergilerine birkaç tane de 'Picasso deseni attırdığı!' söylenir.

2'nci Dünya Savaşı sırasında Amerikalı askerlere moral vermek üzere cepheye gönderilen sanatçılar, şarkıcılar arasında dünyaca ünlü ressam Picasso da vardır.

Bu moral günlerinden birinde bir Amerikan askeri Picasso'ya sorar;

'Üstat, resmettiğiniz portreleri anlayamıyorum, yorum yapamıyorum!'

Picasso bu soru karşısında askerin cesaretine hayran olur, 'Neden' diye sorar.

Asker cevap verir; 'Çünkü resimlerinizdeki şekiller bozulmuş, gözler olması gereken yerde değil, burunlar yamuk, ağızlar burkulmuş!'

Picasso bu kez askere, 'Peki, sence bir resim nasıl olmalı?' sorusunu yöneltir.

Asker, cüzdanını açar ve kız arkadaşının fotoğrafını göstererek 'Resim bunun gibi olmalı!' der.

Fotoğrafı inceleyen Picasso tebessüm eder; 'Kız arkadaşınız biraz küçükmüş, değil mi?'

Oysa Picasso'nun resimleri de en az fotoğraflar kadar birçok şey anlatmakta.

Fikret Otyam'ın Anadolu'yu, Anadolu kadınını, cefayı anlattığı resimleri gibi.