Aslında böyle giderse felaket tellallığı yaptığınız için sosyal medyadan da eksik kalacaksınız. Engellerler... Ki haklıdırlar sonra özgürlük diye bağırırsınız. Bakın beyler, hanımefendiler, neyin kafasını yaşıyorsunuz bilmiyorum ama böyle abartılı duygu yüklü kelimeler, izleyici sayınızı arttırabilir, tık kazanma konusunda başarılı olabilirsiniz ancak büyümekte olan panik hissini iyice besliyorsunuz farkında değilsiniz.
Oysa viroloji uzmanları, sağlık görevlileri tam olarak tersini yani sakin olmanın gerektiği konusunda uyarıyorlar. Bırakın herkes işini yapsın böyle bir zamanda ne doktorluğa soyunup işgüzarlık yapın ne de gazeteciliğe heveslenin.
Hele hele gazetecilik sizin sandığınız kadar kolay değil. İhanet içerisindeki hainleri bir tarafa bırakın mesleklerini profesyonelce yapanlar ciddiyetin farkındalar, yine de mesleğinde kırk beş yılı devirmiş bir dinazor olarak yaptığım araştırmalardaki birkaç noktayı gündeme getirmekte fayda var.
Cardiff Üniversitesi'nde gazetecilikte duyguların kullanımı üzerine çalışan Profesör Karin Wahl-Jorgensen şöyle diyor: 'Gazeteciler, hem tehlikenin kendisini hem de insanların duygularını yönlendirmedeki sorumluluklarını anlamalı; gereğinden fazla korku yaratmamalı.'
Bu virüs hakkında haber yapmak gazeteciler için birçok zorluğu beraberinde getiriyor. Haberciler okurlarına en güncel bilgileri sunma sorumluluğunu üstleniyor. Bugün bu etrafımızda dolaşan belirsizlik içerisinde bu hiç kolay bir iş değil. Öte yandan güncel bilgilerin toplumu dehşete düşürecek ya da yaşananların ciddiyetini azımsayacak ifadelerle aktarılmaması gerekiyor. Yanlış bilgiyi büyütmekte sorun, aynı şekilde korkuyu da.
Belki de bu süreç bilinçli haber yapmak ve sorumluluklarımızı hatırlamak için bir neden oldu. O zaman ne yapıyoruz, korku seviyesinin yükselmesine neden olacak sansasyonel bir dil kullanmaktan kaçınıyor basmakalıp yargıları pekiştirecek ya da daha çok paniğe neden olacak hazır görselleri kullanmıyoruz.
Felaket senaryoları düşünmüyor, okurlara daha çok tedbir olabilecek öneriler sunuyoruz. Her şeyden önemlisi okurları bilginin resmi kaynaklarına yönlendiriyoruz.
Ve bir şeyi hiç unutmuyoruz, her söylentinin habere taşınmayacağını.
Dahası siz bırakın rol kapmayı herkes kendi işini yapsın...