ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'e göre, Gıda Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ali Manavoğlu, Akdeniz Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Mühendislik Günleri etkinliğine katıldı. “Su hayattır, su gıdadır kimseyi arkada bırakma” etkinliğine konuşmacı olarak katılan Manavoğlu, yer altı sularının ülkelerin rezerv suları olduğuna dikkat çekerek “Dünyada yer yer altı suları ülkelerin rezerv suları olarak saklanırken bizde tam tersi uygulanmaktadır. Özellikle tarımsal sulama ve şebeke sularında kullanılan bu yer altı suları önümüzdeki yıllarda ciddi sorunlar olarak karşımıza çıkacaktır” dedi.
YER ALTI SUYUNU KORUMALIYIZ
Tarımsal sulama ve şebeke sularının büyük ölçüde yer altı sularından karşılandığını, aşırı kullanım, kirlilik ve yanlış su yönetimi uygulamalarının kaynaklarını tehdit ettiğini belirten Gıda Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ali Manavoğlu, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yer altı sularının seviyelerinin düşmeye başladığına dikkat çekti. Su kaynaklarına daha sürdürülebilir ve bilinçli bir yaklaşım benimsemesi gerektiği konusunda uyaran Manavoğlu, “Bu eğilimin sürmesi durumunda önümüzdeki yıllarda su sıkıntısı yaşamamız kaçınılmazdır. Yer altı sularının daha etkin bir şekilde yönetilmesi, kirliliğin önlenmesi ve bu değerli kaynağın gelecek nesillere aktarılması, Türkiye’nin gelecekteki su güvencesi için hayati bir öneme sahip. Bu nedenlerden dolayı yer altı suları korunmalıdır” dedi.
TARIMDA YASAKLI ZİRAİ İLAÇ TEHDİDİ
Tarımsal üretimin ve gıda güvenliğinin günümüzde en büyük sorunların başında geldiğini belirten Başkan Manavoğlu, “Gıda güvenliği, her zamankinden daha fazla tehdit altındadır. Bu tehditlerin başında iklim değişikliği, tarımsal üretimdeki düşük verimlilik, biyoyakıt üretimindeki artış nedeniyle gıda arzındaki dalgalanmalar, gelir seviyelerindeki düşüşler ve uygulanan yanlış politikalar geliyor. Ayrıca tarımda kullanılan yanlış ve yasaklı zirai ilaçların ilerleyen dönemlerde halk sağlığı üzerinde ciddi sorunlara yol açacağı açıktır” dedi.
KURAKLIK RİSKİ ARTIYOR
Antalya’da önümüzdeki 20 yıl içinde ciddi kuraklık beklendiğini söyleyen Manavoğlu, “İklim olaylarında da yaşanan ekstrem hava olayları da düşünürsek; 3 aylık yağışın 2 günde yağması, şiddetli hortumların görülmesi bunlara örnektir. Böylesine değişen bir iklime tarımsal üretimde ayrı bir önem kazandığı gibi ülke içinde hayati bir konumdadır. Ayrıca dünyada artması beklenen kuraklık nedeniyle milyonlarca insan tarımsal ürünlere ulaşamayacağı ve bunun neticesi olarak da şiddet olayların artacağı bekleniyor” ifadelerine yer verdi.