ÇAĞDAŞ Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şubesi, Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin öldürülüşünün 28’inci yılında düzenlediği basın açıklamasıyla andı. Attalos heykeli önünde düzenlenen basın açıklamasında ‘Unutmadık, unutturmayacağız’ pankartı açılırken, ‘Gazeteciler susmayacak’, ‘Gazetecilik suç değildir’ sloganları atıldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şube Başkanı Erdem Güner tarafından okunan basın açıklamasında, “ Metin Göktepe, 90’lı yılların karanlığında haber izlerken polisler tarafından gözaltına alındığı karakolda dövülerek öldürüldü. Öldürüldüğünde 28 yaşındaydı Metin, bugün öldürülmesinin üzerinden bir o kadar zaman geçti” dedi.

‘DEVLETİN GAZETECİ DÜŞMANLIĞINA GÜVENİLDİ’

Metin Göktepe’nin öldürülme sürecine değinen Başkan Güner, “1996 yılının 8 Ocak’ında yine bir pazartesi günü, Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutukluların cenazesini izlemek üzere kararlı bir sesle, “Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar” diyerek yola çıkmıştı Metin. Ve bizler biliyoruz ki Metin bu yüzden hedef alındı. O gün Metin Göktepe, Alibeyköy’de yaşananları aktarırken iki çevik kuvvet polisi onu “Sen fazla konuştun, seni gözaltına alıyorum” diyerek, ters kelepçeyle gözaltına aldı. Metin polislere, “Ben gazeteciyim, Evrensel’de çalışıyorum” dedikçe polisler, “Bu gazeteci, buna özel muamele” diyerek vuruyorlardı. Gözaltında Metin Göktepe’ye işkence eden polislerin güvendikleri şey devletin gazeteci düşmanlığı ve sistematik şiddetiydi. Öyle ki faillerin, Metin’e ‘Senin cenazeni biz gömeceğiz’ diyecek kadar gözleri dönmüştü” ifadelerini kullandı.

GERÇEKLERİN ÖNÜNE GEÇİLMEK İSTENDİ’

Ölümünden sonra Evrensel Gazetesi’nin sahibi Vedat Korkmaz, polisler hakkında idari soruşturma açılması talebiyle şikâyette bulunduğunu söyleyen Güner, “Dönemin emniyet müdürü, o gün gözaltına alınanlar arasında Metin Göktepe’nin olmadığını ileri sürdü. Göktepe’nin işkence görmüş bedenine otopsi yapıldı. İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın raporunda, “Metin Göktepe gözaltında polis tarafından öldürülmüştür” denildi. Katilleri yargılandı. Ölümünden sorumlu polisler, 1 yıl 8 ay hapis yattıktan sonra çıkan afla şartlı tahliyeden serbest kaldı. Her zaman barikatın öteki tarafında olanların hikâyesini yazdı. Haberleriyle ezilenlerin, hak gaspına uğrayanların sesi oldu. Gözaltında işkence edilen, karakol sorgusunda yok edilen, halkın haber alma hakkıydı. Kaleminden hakikatin mürekkebi damlayan Metin’in açığa çıkaracağı yeni gerçeklerin önüne geçme çabasıydı” dedi.

‘HEPİMİZ METİN’İZ’

Metin Göktepe’nin ölümünün Türkiye’de gerçeğin peşinde öldürülen ne ilk ne de son gazeteci olduğunu söyleyen Güner, “Abdi İpekçi’den Musa Anter’e, Uğur Mumcu’dan Kutlu Adalı’ya, Ahmet Taner Kışlalı’dan Hrant Dink’e gazeteciler tarihin her döneminde aynı karanlığın hedefi oldu. Metin Göktepe’nin katledilmesinden bu yana Türkiye siyasetinde değişmeyen önemli bir şey var. Metin'i katleden zihniyet, halen insanları katletmeye, gazetecileri hapiste çürütmeye devam ediyor. Metin’i kaybettiğimiz zaman Fadime Ana bizlere 'Metin olun' demişti. Bizler Fadime Ana’ya verdiğimiz sözü tutmaya devam edeceğimizi buradan bildiriyoruz: 'Metin olmaya’ devam ediyoruz. Çağdaş Gazeteciler olarak, dayanışma içinde,  halkın doğru haber alma hakkı için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.  Ve yüksek sesle söylüyoruz: Bu yürek hiç susmayacak. İnadına hepimiz birer Metin'iz” diyerek konuşmasını bitirdi. HABER/ÇİĞDEM KORKAN

Editör: Uğur Keskin