Gölge bekleyen mezarlık

Bir süredir cehennem sıcakları yaşanıyor. Hissedilen sıcaklık açık arazide 55-60 dereceye ulaşıyor. Sıcaklığın en çok yaktığı yerlerden biri de Kurşunlu Mezarlığı. Yeni bir mezarlık alanı olan Kurşunlu’da neredeyse hiç ağaç yok. Cenaze ya da mezar ziyareti için gelenler, toprağa verdiği yakınlarının başından ayrılamayanlar bu sıcaklarda kavruluyor. Bir dostum, geçenlerde kalp krizinden ölen 24 yaşındaki tıp öğrencisinin ailesini anlattı, içim sızladı. Oğullarının ölümünü kabullenemeyen aile, mezarlıktan ayrılmıyor, neredeyse gece-gündüz orada yaşıyormuş.

Kurşunlu Mezarlığı, bütün mezarlıklar gibi bu tür sahnelere, acılara, matemlere mekan olan bir alan. Bazı aileler mezarların üzerine dört tarafı açık tül gölgelik yaptırıyor. Bu gölgelikler vatandaşı kışın yağmurdan, yazın kavurucu sıcaktan koruyor. Mezarlık Müdürlüğü bir süre önce bu gölgeliklerin kaldırılmasını istemiş. Çünkü görüntü ‘çadırkent’ gibi...

ÇAY OCAĞI KURANLAR BİLE VAR

Belediye yetkilileri mezarlığın gerçekten de türbeye döndüğünü, ağırlıklı yeşil olmak üzere, çeşitli renklerde tentelerle kaplandığını, çay ocakları kurulduğunu söylüyor. Mezarkondular ortaya çıkmış yani. Belli bir standart yok, kim ne isterse onu yapıyor, yaptırıyor. Satın alınan mezar alanları elbette özel mülk oluyor ama bu üstüne her şeyin yapılabileceği anlamına da gelmiyor. Amacı dışında kullanılması mümkün değil. Bu alanlar, sadece aile kabristanı olarak, yani defin için kullanılabilir. Üstüne de isteyen istediği mezarı yaptırabilir. Buna karışan olamaz. Fakat tenteyle kapatıldığında, köşesine çay ocağı konulduğunda orası bir çardağa, türbeye filan dönüşüyor. Belediye cephesinin bakış açısı da özetle böyle.

TENTELERE STANDART GETİRİLSİN

Meselenin bir yanında mezar sahipleri, acılı aileler var, diğer tarafında da belediye yönetimi. Acılı aileler kendilerince bir çözüm üretmiş, fakat bu yapılanlar da Kurşunlu’yu çadır kente çevirmiş. Belediye de bunu söyleyip gölgeliklerin kaldırılmasını istiyor. Bu kararı gözden geçirmek, bir orta yol bulmak mümkün... Mezarlığı ağaçlandırmak mümkün olmadığına ve kısa sürede çözüm sağlamayacağına göre, belli bir standart getirilerek gölgeliklere izin verilebilir. Şemsiye de bir çözüm mesela. Belediyeler nasıl taziye çadırları kuruyorsa, aynı mantıkla, aileleri kapıda karşılayan personel, ziyaret edilecek mezar üzerine şemsiye açabilir. İlla ki bir çözüm bulunur yani. Bunun için empati yeterli. Hadi çözelim şu işi…

Turizmde beyin göçü

Kurban bayramı tatilinde birçok insan Ege adalarına tatile gitti. Yunanistan tatilinin memlekette tatil yapmaktan daha ucuza geldiğini söylüyor insanlar. Sosyal medyada fiyat listeleri yayınlandı, “Midilli’de ucuz, Bodrum’da el yakıyor” diye paylaşımlar yapıldı. İşin vatandaş cephesi böyle... Bir de turizmci cephesi var tabii bunun. Yerli turisti Yunanistan’a kaptırmak, paranın oralara akması zaten vahim... Fakat daha vahim bir mesele var. Memleketin yetişmiş personeli, turizm emekçileri, şefleri, aşçıları, komileri çalışmak için Yunan adalarına gidiyor. Bizimkiler de çalıştıracak kalifiye eleman bulamıyor. Otelci milleti ağlıyor. Aslında mesele bu kadarla sınırlı değil, daha da büyük. Turizm sektöründeki kalifiye ve yetişmiş elemanların yüzde 60-70’i, Körfez ülkeleri ile Avrupa’da vizesiz gidilen Karadağ, Makedonya gibi ülkelere kaçıyor. Gürcistan’a, Özbekistan’a gidenler de cabası.

MİLLET KAPAĞI DIŞARI ATIYOR

Nereye kaçabilirse oraya gidiyorlar yani. Bu sadece turizm sektöründe de değil. Her alanda, her branşta yetişmiş, biraz da yabancı dil bilenler kapağı dışarıya atmaya çalışıyor. Çünkü dünyanın en pahalı ülkesi, en berbat ekonomisi, en adaletsiz ve huzursuz toplumu haline geldik. Yetişmiş, iyi eğitim almış, kendini geliştirmiş, marifeti, mahareti, yeteneği olan herkes bu şartları çekmek yerine, daha iyi bir kazancın ve daha iyi yaşam koşullarının peşinden gidiyor. Madem konu açıldı, otelci milletine bir-iki laf edelim: Çalışanları yıllarca ağlattınız, haklarını tam olarak vermediniz, kendi ceplerinizi doldururken emekçileri sürekli ezdiniz, sezonluk çalıştırdınız, hakkını arayanları işten attınız, sendikal haklara engel oldunuz, işte sonuç!

Aman dikkat, bu bina çöker

Termessos antik kentinin ünlü yapılarından biri olan odeon, tehlike sinyali veriyor. Antik çağların konser salonu ve meclis toplantılarının yapıldığı bir yer olarak hizmet veren bu yapının iki kapısının üstündeki lento blokları çatlamış durumda. Eğer önlem alınmazsa bu lentolar kırılır ve günümüze kadar sağlam gelmeyi başarmış duvar yıkılır. Hele ki bu çökme ziyaret saatinde filan olursa felakete dönüşür. Acil önlem gerekiyor.