İNGİLTERE Bristol’da James Biggs adında bir fotoğrafçının geçirdiği kaza sebebiyle görme yetisini kaybetmesi birçok başlangıcın da nedeni oldu. Biggs, evinin çevresindeki trafik yoğunluğundan tedirgin olması sebebiyle sürücüler tarafından daha net görülebilmek için bastonunu beyaza boyadı. Bu durum, Şubat 1931’de Fransa’da görme engellilerin katıldığı ulusal beyaz baston hareketi olarak bir kampanyaya dönüştü ve görme engelliler için bir bağımsızlık sembolü halini aldı. Daha sonra her yıl 7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası olarak anılmaya başlandı. Bu günde görme engellilerin yaşadığı zorluklar gündeme getirilerek farkındalık oluşturuluyor.
‘BİR GECE ANİDEN GÖRMEMEYE BAŞLADIM’
7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası nedeniyle engellilerin sorunlarını anlatan 2009 yılında yüzde 98 görme yetisini kaybeden 32 yaşındaki Murat Bakşi, “Daha önce göz rahatsızlığım yoktu. 2007-2008 yıllarında Ankara’da okuduğum yıllarda bir göz rahatsızlığı yaşadım. O yıl hastaneye ilk gittiğimizde ‘gece körlüğü’ rahatsızlığından bahsettiler. Ancak bir yıl sonra sol gözümde yüzde 70 oranında kayıp yaşadım. Sağ gözümde herhangi bir sıkıntı yoktu. 2008 yılında bir gece ders çalışırken uyuyakaldım ve sabah uyandığımda diğer gözümün de görmediğini fark ettim. Hemen hastaneye gittik ve yüzde 85 göz kaybım olduğunu öğrendim. Ardından 2009’da yavaş yavaş görme yetimi kaybettim. Şu an yüzde 98 oranında görmüyorum. Çok az ışık fark ediyorum sadece” diye konuştu.
‘OTOBÜSLERDE SESLİ KOMUTLAR İSTİYORUZ’
Görme engellilerin yaşadığı zorlukları ve beklentileri açıklayan Bakşi, “Bizim en büyük sorunlarımızdan biri de şudur; tramvaylarda sesli simülasyon var. Biz sesli simülasyonu takip ederek nereden ineceğimizi bilebiliyoruz ancak otobüslerde sesli simülasyon yok. Bu nedenle sürekli yanımızdaki kişilere sormak zorunda kalıyoruz ya da durağı kaçırıyoruz. Durağı kaçırınca yürümek zorunda kalıyoruz. Bu nedenle otobüslerin tümüne sesli sistemin kurulması çok iyi olur. Bir diğer şey ise karşıdan karşıya geçerken kırmızı ışık veya yeşil ışık olduğuna dair sesli sistemin tüm her yere yapılmasını talep ediyoruz” dedi.
‘SPOR BENİ HAYATA BAĞLADI’
Gözlerini kaybettikten sonra Ankara’dan Antalya’ya taşınan Bakşi, “Gözlerimi kaybettikten yıllar sonra görme engellilerin sporla ilgilendiklerini öğrendim. Çünkü o zamana kadar çevremde hiç görme engelli bir birey yoktu. Engellilerin neler yaptıklarını bilmiyordum. Daha sonra Antalya’ya taşındım. Antalya Görme Engelliler Spor Kulübü’ne girdim. Orada halter ile tanıştım. Halteri çok sevdim beni sağlık sorunlarımdan uzak tutan yegâne şey oldu. Spor beni hayata bağladı. Geçtiğimiz yıl Türkiye Görme Engelliler Halter Şampiyonası'nda ikinci oldum. Amacım milli sporcu olmak. Bayrağımızı dünyanın her yerinde dalgalandırmak istiyorum” ifadelerini kullandı. ÖZEL HABER/ÇİĞDEM KORKAN