Hakemlere operasyon

Futbol dünyadaki en popüler spor dalı... Hatta spor dalı olmanın ötesinde, kimileri için belki de yaşamın bir parçası. İnsanlar futbola o kadar çok önem veriyorlar ki, özel hayatlarını bile dolduruyor. İşin popülerliği bir kenara, mali yapısı ve ekonomisi ise bambaşka bir dünya… Futbol başlı başına bir endüstri… Bir futbolcu milyon dolarlara, eski parayla katrilyon liralara transfer oluyor. İnanılmaz bir popülerlik ve inanılmaz bir ekonomi var işin arka planında. Yani Simon Kuper’in de dediği gibi, “Futbol sadece futbol değildir”. Özellikle Türkiye için.

SİYASETLE TİCARET EL ELE

Çünkü Türkiye’de futbol hep göz önünde, ancak bir o kadar sırlar alemi… Örneğin siyasetçiler… Her zaman futbolda baş aktör olmayı başarıyor. Örneğin iş dünyası… Futbolu yönetenler zaten onlar. İş dünyası ve siyasetin iç içe girdiği yerlerin başında ise futbol geliyor. Belki de ilk sırada.

Böyle olunca da hem ilgi görüyor, hem de arka planda bambaşka bir dünya ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Hakemler de bu sırrın en büyük parçaları.

ANTALYA’DAN HAKEM YOK

Son günlerde Antalya’da önemli bir konu konuşuluyor. Süper Lig’de yıllar sonra Antalya bölgesi hakemi yok. Aslında var da, yok. Mustafa Öğretmenoğlu, Murat Erdoğan ve Burak Şeker klasman dışında kaldı. Batuhan Kolak, Ömer Faruk Turtay ve Sarper Barış Saka ise üst klasmanda görevlendirildi. Ancak sezon başından beri 3 hakeme de dördüncü hakemlik haricinde görev verilmedi. Hadi bu hakemlere görev verilmedi, ilerleyen haftalarda verilebilir, bunu anladık; ancak anlayamadığım nokta Mustafa Öğretmenoğlu, Murat Erdoğan ve Burak Şeker’in neden klasman dışında kaldığı. Hem de Merkez Hakem Kurulu’nda (MHK) Antalyalı Mustafa Kâmil Abitoğlu olduğu halde. Dahası Antalyalı eski hakem ve siyasetçi Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) başkanı Doktor Abdurrahman Arıcı’ya rağmen.

AKP’Lİ VEKİL NİYE SUSKUN?

Abdurrahman Arıcı’yı hatırlatmaya gerek yok sanırım. Kendisi eski hakem olduğu gibi aynı zamanda AKP’nin eski Antalya Milletvekili. Bu hakemlere siyaseten bir operasyon çekildiyse Abdurrahman Arıcı neden müdahil olmadı? Yok, bu hakemlerin adları farklı şaibelere karıştıysa, o zaman da neden çıkılıp izah edilmedi? Neticede bu insanların Antalya’da bir çevreleri var. Hadi hepsini geçelim, aileleri var. Çocukları var. Peki yetersizlerse şayet; üçünün de Antalyalı olması tesadüf olabilir mi? Yani aslında soru işaretleri çok. Ancak bunlarla ilgili ne bir açıklama var, ne de yanıt… Futbol öncelikle siyasetten uzaklaşmak zorunda… Popülerliğinin yanında, şeffaf da olmak zorunda… Çünkü kapalı kapılar ardında alınan bu kararlar itibar suikastına dönüşebilir.

Antalya’nın orta yeri çöplük

Doğu Garajı Antalya’nın ortası… Hem Şehir Tiyatrosu, hem Baha Sürelsan Konservatuarı, hem de Nekropol Müzesi’yle adeta bir prestij merkezi haline geldi son yıllarda. Bu kültür adasının tam ucunda, Nekropol Müzesi’nin köşesinde, Antalya’nın orta yerinde 4-5 çöp konteynırı var. Günün hangi saatinde geçerseniz geçin, tepeleme çöp dolu bu konteynırlar. Antalya’nın en işlek bölgelerinden birini, yani vitrinini çöp götürüyor. Bindiği dalı kesmekte mahir bölge esnafı her tür çöpü, atığı konteynırların hem içine, hem çevresine yığıyor. Aynı sorun Atatürk Caddesi’nde de var. Halen çözülmüş de değil. Çöplerini iki adım yürüyüp arka sokaktaki konteynıra atmak yerine dükkanlarının hemen karşısına, tramvay yolunun kenarına, on binlerce insanın gelip geçtiği yerlere bırakıyorlar. Doğu Garajı da aynen böyle… Fakat ekstradan başka bir sorun daha var Doğu Garajı’nda. O sorun da, bu çöp konteynırlarının kentin tam ortasında durması. İki yanlış bir doğruyu götürüyor işte.