ANTALYA Ekpres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Muratpaşa Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kültür ve Cemevi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, Büro Emekçileri Sendikası Başkanı Devrim Mol, Emek ve Sol Parti Temsilcileri de katıldı. Kahvaltı buluşmasında konuşan Halkevleri Antalya Şube Başkanı Kadriye Tuğcu ve MYK üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Sevinç Hocaoğulları gündeme dair açıklamalarda bulundu.
UMUTSUZLUK BİZE YASAK!
Yaşanan sorunlara karşı birlikte hareket etmenin önemini vurgulayan Antalya Halkevleri Antalya Şube Başkanı Kadriye Tuğcu, toplumsal adaletin sağlanması, eşitlik ve özgürlük mücadelesi için dayanışmanın önemine vurgu yaptı. İktidarın baskı mekanizmalarıyla yıldırma politikası uyguladığını belirten Tuğcu, seçim sonrası yaşananların buna güzel bir örnek olduğunu ifade ederek “Yaşanan olaylar bize dayanışmanın önemini bir kez daha gösterdi. Daha fazla dayanışma içinde ve bir arada olarak faşist saldırıları karşı birlikte omuzlamamız gerekiyor. Biz bu dayanışmayı daha önce gezide yaptık. İnsanlarda gezinin umudu hala var. Bu nedenle umutsuzluk bize yasak” dedi. Kadına yönelik şiddete de değinen Tuğcu, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü biz, kadınlar için önemli bir gün. Kadınlar olarak şiddetsiz, sömürüsüz, eşit ve özgür bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. 25 Kasımda kadınların haklarına saldıran bu iktidar, tüm illerde kadınların isyanı, direnişi ve öfkesiyle karşılaşacak” ifadelerini kullandı.
YOKSULLAŞTIRILIP YALNIZLAŞTIRILDIK
Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında dayanışma sayesinde on binlerce insanın hayata yeniden tutunduğuna dikkat çeken Halkevleri MYK üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Sevinç Hocaoğulları, “Depremin ardından yurttaşlar dayanışma adına Türkiye’nin her yerinden bölgeye desteğe olmaya gittiler. Bu güzel dayanışmanın sonucu olarak Antakya Defne’de 3 adet yaşam alanı kurduk. Bu dayanışmayı daha fazla büyütmemiz gerektiğini biliyoruz ve onun için bir aradayız. Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Yoksullaştırıldık, yalnızlaştırıldık, çalacak kapılarımız azaldı. Bir yanda açlık ve sefalet ücretlerine mahkûm edilen işçi ve emekliler, diğer yanda Antalya’da evlerinden atılarak yok edilmek istenilen bir mahalle. Biliyoruz ki, yaşama ve barınma sorunu Antalya kadar aynı zamanda Türkiye’nin de sorunudur. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında insanlar ‘barınamıyoruz, geçinemiyoruz’ diye bağırıyor. Yaşamımız, geleceğimiz ve emeğimiz için mücadele etmek zorundayız. Mücadelemiz çok zorlu şartlar altında yürüteceğimizin farkındayız. İyi ki bir aradayız, yan yanayız.Eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesinde yan yana olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
KIZILARIK İÇİN DESTEK ÇAĞRISI
Muratpaşa Kızılarık Mahallesi’nde, ‘vakıf mülkiyeti’ nedeniyle bin 500’ün üzerinde mahalle sakini uzun yıllardır oturdukları evlerini kaybetme korkusuyla yaşadıklarını belirten mahalle sakinlerinden Özcan Nazlım, vakfın uzlaşmaya yanaşmayarak işi zora soktuğunu belirterek, “Yaklaşık 15 yıl önce Kızılarık Mahallesindeki araziler vakıflara mahkeme kararıyla tescil edildi. Bu mahallelerde şu anda binlerce insan yaşıyor. Diğer tüm illerde olduğu gibi vakıfların, hazine arazileri üzerinden takas işlemiyle bu sorun çözülebilecekken hala çözülememesi anlaşılır değildir. Sorunun geçmişine baktığımızda neredeyse cumhuriyetle yaşıt olduğunu görüyoruz. Şu anda 5 mahalle de, insanlara evlerinizi boşaltın diyorlar. Bunca insan nereye gidecek ve nasıl barınacak? Burada doğan büyüyen insanlar var. Bizi burada hiçe sayarak görmezden geliyorlar. Kızılarık mahallesi sakinleri olarak kimseden hibe istemiyoruz. 4706 sayılı kanuna dayanarak yerlerimizin hazine arazisiyle takasını istiyoruz. Bunun örneklerini de var. Vakıflar bu konuda işi zora sokarak barınma hakkımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Mahalle sakinleri olarak bu haklı davamızda mücadelemizi daha güçlü yürütmek adına herkesin desteğine ihtiyacımız var. Bu mücadelede yanımızda olan herkese de ayrıca teşekkür etmek istiyorum” dedi.