Kadın imajı simgesi duruşu her geçen yıl bir önceki yılın daha da üstüne çıkıyor.
Kadın Türkiye’de ezilen baskılanan sindirilen olmaktan çıkıp ne istediğini, neyi istemediğini söylemeye başladı.
Süreç işliyor, tabular yıkılıyor ve kadın erkek eşitliği de rayına oturuyor.
Peki bundan rahatsızlık duyan yok mu?
Elbette var.
Emekli olup kahvedeki mesaisini tamamlayan ve evine döndüğünde çizgili pijamasını giyip şekeri karıştırılıp getirilen çayını yudumlayan Murtaza dayı bundan şikayetçi olabilir.
Ya da bademciğine kadar yiyip “ Yemeğin tuzunu fazla atmışsın” diye karısını döven mutfağın altını üstüne getiren Şevket’te rahatsız olabilir.
Dün de ben rahatsız oldum açık konuşmak gerekirse.
MMO Antalya Şube Başkanı Ayşen Hamamcıoğlu’nun konuşması beni çok rahatsız etti.
Söyleminde hafif alaycılık sezdim.
Ne demişti Ayşen Hamamcıoğlu:
"Bu zamana kadar akşam evine giderken bir kadının tacizine uğrayan hiçbir erkek duymadık" diyen Hamamcıoğlu, "Otobüste hiçbir kadın şoför bir erkeği kaçırarak tecavüz etmedi ve öldürmedi. Bu handikapları devlet politikalarıyla destekleyebilir, kadınların bu handikaplarının üzerine bir takım yeni politikalar üretebilirsek ve biz kadınlar olarak buna destek olursak fırsat eşitliği sağlanmış olacak. Bu yüzden Kadınlar Günü değil Erkekler günü olmalı. Erkekler kendi kültürel yapılarını bir kez daha sorgulamalılar"
Akşam evine giderken bir kadının tacizine uğrayan erkek “ Bu gün çok şanslıyım” der.
Kadın otobüs şoförünün tecavüzüne uğrayıp öldürülen erkek kesinlikle tebessümle öteki dünyaya geçer.
Erkek milletini en iyi anlatan Cem Yılmaz,
365 günün tamamı zaten erkeklerin.
Sayın Hamamcıoğlu siz bizim 364 günümüzü elimizden mi almak istiyorsunuz.
İşin şakası bir tarafa insanlar kadın erkek diye ayırmıyorum. İnsanlar, tüm günlerini aylarını yıllarını sevgi, saygı ve birbirlerine anlayışla geçirseler keşke.
Ben kadınıma her gün özel davranmaya çalışıyorum.
Bence her insan sevdiğine her gün özel hissettirmeli.