​Hayat bir kere


Bazen evren, doğa ya da çekim yasası… Adına her ne derseniz diyebilirsiniz, bize ihtiyaç duyduğumuz şeyleri veriyor, fark edemeyebiliyoruz. Yeterince kasvet yüklü şu Mart ayının ilk günlerinde, sıkıcı siyasi gündemden ziyade iyi hissetmeye çalışmak çok zor. Kendi adıma, tiyatrolar, sinema ve kitaplarla şifa bulmaya çalışırken gerçekten zorlanıyorum. Ama…
….
Bazen öyle bir an geliyor ki; aklımdaki tüm sorular birdenbire cevaplanıyor. Öfkelendiğim birilerini anında affedebiliyorum ki sessizce öfkelenmek daha zor. Size de oluyor mu? Çözemediğiniz bir durum esnasında, izlediğiniz bir filmin sahnesinde sanki filmin başrol oyuncusu repliğini size söylüyormuş gibi hissediyor musunuz? Bana çok oluyor. Mesela geçen akşam Elizabeth Gilbert’ın romanından beyazperdeye uyarlanan ‘Ye, dua et, sev’ filmini izlerken kendimle ilgili bir sürü cevabı buldum. Oysa ben o filmi 7 sene önce de izlemiştim. Demek ki bazı filmler yıllar sonra yeniden izlenmeli ve bazı kitaplar 10 yılda bir yeniden okunmalıymış.
…..
1999 yılında izlediğim ‘Shakespeare In Love’ o sene Oscar ödüllerini topladığında ben de şaşırmıştım. Ama Shakespeare’in eserlerini yıllar içinde tanıyıp anladıkça, dün sabah tekrar bu filmi izlediğimde daha farklı büyülendim. Cumartesi günü izleyip size anlattığım ‘Tarla kuşuydu Juliet’ oyununun da bu hissettiklerimde etkisi var. Oyunu benimle birlikte izleyen öğrencileri gördükçe içimden “Umarım 10 yıl sonra yeniden izler, siz de farklı hisler duyabilirsiniz” diye düşündüm. Çünkü zaman akıp giderken dünkü birikimlerimizle yaşamaya devam etmek düpedüz tembelliktir ve bize verilen bu ömre haksızlık etmektir. Bu vesileyle söylemek isterim ki; tembel insanlara, cahillere ve sığ yaşamayı alışkanlık haline getirenlere artık tahammül edemiyorum. Hani derler ya insan bazen çok öfkelendiği birinde kendi yansımalarını görürmüş. İşte benim yenmeye çalıştığım tembelliğime ayna olan ama bu farkındalığa ulaşmamış ve hala yetişkin olmayı başaramayan insanları gördükçe…
….
Neyse, yazının içinde çok kez kullandığım kelimeyle (zor) bir daha ifade etmek istiyorum, çok zor bir hafta sonunu geride bırakırken, yağmur, çamur, Hollanda, Almanya…
Gelsin ilkbahar artık, filmlere, ruhlara, zihinlere ve ne olur biraz daha aklı başında olalım. Bu hayat bir kere var, tekrarı yok, zamanı ziyan etmeden yaşayalım.