Son günlerde gündemden düşmeyen sokak hayvanları ile alakalı yasanın meclisten de geçmesi ile hayvan hakları savunucuları ve yasaya karşı olanlar bir çok eylemde bulunuyor. Bunlardan birisi de Antalya’da yapıldı.
Attalos Gönüllüleri ve Antalya Vegan Platformu’nun düzenlediği yürüyüş Antalya Müzesi önünden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam etti. Grup adına basın açıklamasını Rıfat Başargil okudu. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün önemine değinen Rıfat Başargil, “1 Eylül 1939 da Hitler Almanya’sının Polonya'ya saldırması ile başlayan 2. Dünya savaşında 80 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen bu savaşın başlangıç tarihi olan 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak ilan edildi. Ancak, aradan 85 yıl geçmesine rağmen, emperyalist devletler sömürü ve egemenlik alanlarını yeniden paylaşmak üzere içinde yaşadığımız dünyayı barut fıçısı haline getirmeye devam ediyorlar. Filistin başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinde emperyalistlerin müdahaleleri sonucunda her gün yüzlerce çocuk, kadın ve genç katlediliyor. Rusya Ukrayna çatışması binlerce insanın ölümü ve göçüne yol açan emperyalist devletlerarası bir savaştır” dedi.
KİMSE NEFRETİ KABUL ETMİYOR
‘Ülkemizde ise görünürde bir savaş olmasa da insanlar kamplaştırılarak adeta bir iç savaşa sürükleniyor’ diyen Rıfat Başargil, “ Bunun en güncel örneği ise çıkarılan sözde hayvan hakları yasası. Hayvan haklarını gözetmeye değil en temel hak olan yaşam hakkını hiçe sayarak sokak hayvanlarını öldürmeye odaklı yasa. Gönül isterdi ki barışın gününde bugün sevgiden, kardeşlikten, barıştan söz edelim; ancak yaşananlar bizi ölümlerden, katliamlardan söz etmeye mahkum ediyor. Hükümetin ve küçük ortaklarının sokakta yaşayan hayvanları öldürmeyi hedefleyen bir yasa değişikliği teklifini meclise getireceğini öğrenip sokağa çıkmamızın üzerinden tam olarak 100 gün geçti. 23 Mayıs’ta Attalos Heykeli Önünde başlattığımız direnişimiz önce meclise, sonra Kent Meydanlarına sonra da tüm mahallelere yayıldı. Sadece Antalya’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında insanlar sokakta yaşayan hayvanlar öldürülmesin diye “Sokaktayım Yanındayım, “Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” diye sokaklara döküldü. 10 binlerce kişi düzenlenen eylemlere katıldı. Hükümetin, tetikçi medyanın, sosyal medya trollerinin, hayvan üretip satan ve kendilerine “Güvenli Sokaklar” ismi verenlerin yasa teklifinden çok öncesinden başlayarak sokakta yaşayan hayvanlara dönük örgütlediği nefret toplumun çoğunluğunu etkilemeyi başaramadı. Zaten bu nefret kampanyasının bir parçası olan bir avuç katil dışında kimse nefreti kabul etmiyor” şeklinde konuştu.
TOPLUM DÖNGÜYE SOKULDU
Hayvanlara dönük işkence ve katliamların arttığını dile getiren Rıfat Başargil, “Ancak hayvan düşmanı katiller, yasa teklifi gündeme geldiği andan itibaren sokakta yaşayan hayvanlara dönük işkenceleri ve katliamları arttırdı. Her dakika bir yerden hayvan katliamı haberi alıyoruz. Hakkınca uygulanamayan ve uygulanmamasının faturası patili dostlarımıza can bedeli kesilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu tartışmaya açılır açılmaz katillere gün doğdu. Asansörde saatlerce tekmeleyerek kedi katledenlere, kedileri üst katlardan aşağı atanlara bekledikleri fırsat verildi. Cezasızlıktan aldıkları güç katmerlendi. Çünkü yasa “tartışmaya” açıldıktan sonra yükseltilen hayvan nefreti ve yayılan yalan haberlerin rüzgarı, hayatı hayvanlar için cehenneme, bu caniler için cennete çevirdi. Henüz yasa geçmeden her yerde zehirleme, işkence, tecavüz ve öldürme vakaları meydana geldi. Toplum bir şiddet döngüsüne sokuldu. Hemen her gün iş cinayetlerinde kurban edilen işçilere, saray rejiminin ve onun sermayesinin yarattığı ekonomik krizin faturasının halkın omzuna yüklenmesine, emperyalist savaşın her koldan toplumun yakasına yapışmasına, zaman aşımı kararlarıyla katliamları aklayanlara, öğrencileri daha okurken çalışmaya zorlayanlara, emeklilerin açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmesine, hayvanların, kadınların, çocukların, LGBT+ların temel hak ve özgürlüklerinin tamamının ihlal edilmesine sessiz kalanlara sesleniyoruz.” diye konuştu.
DİRENİŞİN 100. GÜNÜ
‘Muhalefet bir yandan bu yasayı uygulamayacağız derken bir yandan da muhalefet belediyeleri toplamalara başladı’ diyen Rıfat Başargil, “ Belediyecilik anlamında pek bir faaliyetine tanık olmadığımız ve hamasi sözlerden başka bir şey üretmeyen Mansur Yavaş önce hayvan hakkı savunucularını hedef gösterdi. Yasa çıkar çıkmaz da hırsla uygulamaya girişti. Her yerde vahşi uygulamalara başladı. Yine hiçbir temele dayanmayan popülist söylemlerle halkın gözünü boyayan Etimesgut belediye başkanı Erdal Beşikçioğlu’nun yönetimindeki belediye gelişigüzel toplamalara başladı. Araçta veteriner hekim bulundurma zorunluluğuna bile uyma gereği duymadan rastgele hayvanlara iğne atarak araçlara tıktılar. Ankara gibi diğer şehirlerde de toplamalar var. Antalya’da, Başta Büyükşehir belediye başkanı Muhittin Böcek olmak üzere, Muratpaşa belediyesi başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı belediyesi başkanı Cem Kotan, Kepez Belediyesi Başkanı Mesut Kocagöz. Yıllardır mevcut yasayı uygulamayan ve hayvanları kısırlaştırıp, aşılatıp yerinde yaşatma görevini yapmayan belediyeler hızla toplamalara başladı. Sadece iktidara değil muhalefete de sesleniyoruz. Bu yasayı uygulayamazsınız! 100 gün 100 ay sürse de bu yasayı geri çektireceğiz! Hiçbir dostumuzu size vermeyeceğiz. Biz bu katliam döngüsüne izin vermeyeceğiz. Sokakta yaşayan hayvanlar için Direnişimiz 100 gün önce başladı. Bu 100 günde çok şey öğrendik” diyerek sözlerini sonlandırdı.