Hem kekeme hem geveze

Yemin olsun vatandaş olarak tam da böyle olduk. Neden mi? Toplumun akşamdan sabaha gündem maddesi değişirken millettin de çenesine vurmuş. Değişmeyen ise adının öyle veya böyle ekonomi ve enflasyon olması. Gelirler sabit ama giderlerin zamlanması, ekonomistlerin yıl sonu enflasyon beklentisini en az yüzde 45 olarak ön görmeleri. Öte yandan ekonominin patronunun, 'enflasyonda kalıcı düşüş başladı' diyerek vatandaştan yine sabır istemesi (sanki kaldı da). Bu arada ekonomi yönetimi bile 'enflasyonu yenmek o kadar kolay bir iş değil' diyerek düşüş tarihinde 2025'in ikinci yarısını işaret ediyor. Hal böyle olunca da verilen mesajlar yürekleri soğutur mu? Hesap kitap şaşmış, matematik sersemlemiş. Derdini anlatmaktan yorulan vatandaş ise sosyal şizofren olmuş!

***

Eh ne yapalım akılla izah edilemeyen mizahla izah edilirmiş. Enflasyon, artan döviz kuru, faiz, zamlar vergiler derken herkes kendi çapında birer ekonomist olmuş çıkmış. Nasıl olmasın ki kambur onun sırtında, ekonomik gidişat onun dilinde. Bakınız neler neler öğreniyoruz enflasyon nasıl düşer, pahalılıkla nasıl mücadele edilir, ayak nakite göre nasıl uzatılır, tasarrufun tasarrufu nasıl yapılır ve dahası vatandaşın günlük eğitimi. Amma velakin enflasyonda bir türlü gelemeyen bahar, işte onun hakkından gelinemiyor.

***

Çarşı pazardaki pahalılık nasıl düşer bunun cevabını pek anlamadık ama fahiş fiyatların nedeninin stokçular olduğunu öğrendik. De, bu stokçulara fırsat mı veriliyor, yeterince denetlenemiyor mu, onun yanıtını öğrenemedik. İyi de kimmiş bu stokçular? Kim olacak sen, ben, bizim oğlan. Açıklanmayan, anlaşılamayan konular. Temel gıda ürünlerinin üzerinde ters dönen etiketler, etin kırmızısına, beyazına akşamdan sabaha gelen fahiş zamlar. Tüketici artık ne alacağına değil de kaç liraya alacağına bakıyor, eski alışkanlıklar rafa kalkmış besbelli. Kilo işi falan hak getire.

***

Emeklinin derdi de 2024 yılı sonunda maaş kaç lira olur? Emeklinin maaş çilesi biter mi? Şimdilerde yeni yılda emekliye yüzde 14-15 zam konuşuluyor. Asgari ücret ne olurmuş, minimum yüzde 40 zam verileceği söyleniyor. Emekli 12 bin 500 lira ile ayın sonunu getirmeye çalışıyor. Asgari ücretli deseniz 17 bin 2 lira ile 2024'ün sonunu ay, gün hesabı yaparak bekler olmuş. Sabit gelirlinin imdadına yetişen kredi kartlarına ise limit getirilmiş. Ve de ne olmuş, kişinin aylık gelirinin 4 katı olacakmış, yani kartın limiti, gelir ile orantılı öyle mi? Neyse ki Ankara geçim derdinin olduğunu kabullendi de kim bilir belki de 2024'ün sonunda ezberler bozulur. Sağlıcakla kalın.