Attalos yurdu anlamına gelen Antalya, Bergama Krallığı döneminde kurulmuş bir şehirdir. Antik yerleşimler bakımından yalnızca Türkiye için değil dünya genelinde de en zengin şehirlerden birisidir. Günümüzde arkeologlar tarafından çokça ilgi gören antik kentler Antalya'nın turistik açıdan ilgi görmesinde de büyük rol oynuyor. Pamphylia yani çok verimli anlamında da anılan, hem tarihi hem de doğal güzellikleri bakımından oldukça zengin bir kent. Hem merkezde hem de ilçelerinde çok değerli antik kentler bulunduruyor.
Olympos Antik Kenti, Antalya'nın batısında Kumluca ilçesi Tahtalı Dağı’nın 10 km kuzeyinde kalan Likya yerleşimidir. Antalya'ya 85,7 km. uzaklıkta, Olimpos Beydağları Millî Parkı sınırları içinde yer alır. Phaselis Antik Kenti’nden sonra bölgedeki en büyük liman kenti olan Olimpos Antik Kenti, M.Ö. 160 yıllarında inşa edilmiştir. Olympos, Likya Birliği'nde üç oy hakkına sahip olan 6 kentten birisidir. Daha sonra Rodos şövalyeleri ve Venedikliler tarafından yeniden inşa edilen kent, tarih ve kültür meraklılarının Antalya'da en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olarak yerini almıştır.
Olimpos, ‘Tanrıların evi’ anlamına geliyor. Aslında tam Yunancası ‘Uludağ’ anlamında. Yunan mitolojisinde Zeus ve bütün ailesini oluşturan Tanrı ve Tanrıçaların bu dağın eteklerinde yaşadığına inanılıyor. Bu anlamda dünya kültür mirası açısından oldukça önemli bir yer.
Antik kentin ortasından geçen çayın her iki yanında da çok sayıda antik tapınak, mezar ve kalıntılar bulunuyor. Olympos, döneminin korsanlar kenti olduğu için, mezarların birçoğu korsan kaptanlarına aittir. Kentin kuzey yakasında Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait Tapınak binası bulunuyor. Tapınak kapısının önünde Marcus Aurelius’a ithaf edilmiş bir heykel yer alıyor. Kalıntıların tam ortasında da kesme taşlardan yapılmış agora yer alıyor. Kayalıkların üzerinde ise kentin son dönemini yansıtan orta çağ kalesi ve kalıntıları bulunuyor. Kalıntılar arasında öne çıkan en ilginç eser ise Antalya Müzesi'nin yürüttüğü kazılarda ortaya çıkan Kaptan Eudomus'un lahitidir. Lahit sahile giderken nehrin ağzına yakın kayanın oyuğundadır. Duygusal yazıtta kaptanın adının geçmesi, uzun tarafındaki kabartmada ise kaptan gemisinin şeklinin yer alması önemlidir.
Olympos’un doğusunda, sahilden 300 metre ileride carettaların yumurta bıraktığı muhteşem kumsalı ve pek çok bitkinin yaşadığı sahil kumulları ile ünlü Çıralı yerleşimi yer alır. Kentin birkaç kilometre güneybatısındaki Çakaltepe olarak anılan yükseltinin güney yamacından devamlı olarak alev çıkar. Özellikle geceleri çok etkileyici olan bu doğa olayı metan gazının asırlardır aynı noktadan yeryüzüne ulaşmasından başka bir şey değildir. Bu doğa olayı Likya’da yaşayan ve soluğundan ateş püskürdüğüne inanılan Khimaira Canavarı ile özdeşleşmiş ve bu sayede Olympos, Bellerophontes Efsanesi'ne ev sahipliği yapmıştır. Zamanla demirci Tanrı Hephaistos’un kült merkezi, Roma ve Bizans dönemlerinde de dini merkez olarak kullanılan alanda yer yer orijinal blokları görülebilen kutsal yol ile alevlerin etrafındaki bir takım yapıların temellerini görmek mümkündür.
Antik kent çevresindeki doğal güzellikleriyle de ünlüdür ve birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Her yıl on binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen antik kent, Kumluca’nın simgelerindendir. Olympos aynı zamanda popüler bir tatil beldesidir. Yeşilliklerle çevrili bungalov ve ağaç evlerde konaklama yapılabilmektedir. Antik kentten iç kısımlara kadar uzanan alandadır. Turistler, Türkiye'nin en güzel plajlarından biri olarak kabul edilen Olympos plajına, ören yerlerinin arasından geçerek, tarihi havayı soluyarak ulaşabilmektedir. HABER/BUSE ER
Hem tarihiyle hem doğasıyla büyülü bir kent: Olympos Antik Kenti
Likya Birliği'nde üç oy hakkına sahip olan 6 kentten birisi olan, sadece tarihiyle değil doğasıyla da insanları büyüleyen Olympos Antik Kenti’nde beraber bir gezintiye çıkmaya ne dersiniz?
Bunlar da ilginizi çekebilir