Hemşerimiz Platon

Şimdi sorsam size, 1800 yılın çok uzun bir zaman olduğunu söylersiniz. Çok eski bir tarih, fakat yanımızda duruyor o tarihin insanları, hayatları, izleri. Canlı olarak görmedik tabii onları; nasıl güler, hangi acıyla ağlar, kime kızarlardı bilmiyoruz. Yine de bir fikrimiz var hayatlarına ilişkin. Adlarını biliyoruz bazılarının. Nerede yaşadıklarını da biliyoruz. Konyaaltı’nda, Doyran’ın üstlerinde, Keldağ eteklerinde yaşıyordu mesela biri. Atinalı filozof Platon’un adaşı… Taş ustasına eşiyle beraber poz vermişler. Usta da taşın yüzüne işlemiş ikisini.

İRİ GÖZLÜ KONYAALTILI

Neapolis, üç tarafı uçurumla çevrili, oldukça sarp bir kayalıkta duran, ulaşımı zor bir kent. Nevzat Çevik ve ekibi tarafından 1996 yılında keşfedilen bu kayıp kent, lahitleriyle de dikkat çekiyor. Bu lahitlerden biri de, kentin güneydoğu ucunda, tapınak alanı yakınlarında duran, Trokondas oğlu Platon ve eşine ait. Bu mezarın dar yüzündeki Platon, öne taranmış saçları, iri gözleri ve kıvırcık, kabarık sakalıyla dağlara doğru bakmaya devam ediyor. Adı bilinmeyen eşinin ise başı örtülü, gözleri aynı şekilde iri. Her iki figür de oldukça dolgun yüz yapısına, ince bir boyun ve gövdeye sahip.

BİR ZAMANLAR ANADOLU

Neapolis’in bize hikaye anlatan mezarlarından biri olan bu lahit Severuslar dönemine, yani MS 193-235 arasına tarihleniyor. Konyaaltılı Platon’un babasından da biraz bahsedelim. Adı Trokondas. Helen kökenli değil, Anadolulu bir isim bu. Likya tanrısı Trqqas’tan geliyor bu isim. Bizim toprakların çocuğu bunlar. Luvi fırtına tanrısı Tarhundas var mesela bilgilerimiz arasında. Hitit tanrısı Tarḫunna duruyor biraz daha arkada. Hattilere kadar iniyor. İşte bizim Platon, bu kadar eski, bu kadar kadim, bu kadar kalın ve kavi bir toprağa, kültüre basıyor.

ARKA SIRADAKİ DÜNYALAR

Konyaaltı’nda tanıdık isimler Platon’la sınırlı değil. Bir de Trebenna’da Solon var. Konyaaltılı Solon Trebenna’daki iki katlı anıt mezarda eşi Na ile birlikte yatıyor. Anıt mezar görkemli cephesiyle dikkat çekiyor. Kentteki en sağlam anıt mezar olmasının yanı sıra, hibrit karakterli iki katlı mimarisiyle de özgün bir yapı. Üst katta yer alan, ikiye parçalanmış lahitteki yazıta göre, Solon bu mezarı kendisi ve eşi Na için yaptırmış. Yani güzel kardeşim, Konyaaltı denizden, kumdan, güneşten ibaret değil. Arka sırada, perde gerisinde, sahne ışıklarının aydınlatmadığı köşelerde, tenhalarda bambaşka bir Konyaaltı daha var. Kıymeti bilinmeyen bir Konyaaltı.

Elmalı’nın yapay çocukları

Kültür Antalya’nın yapay zekası bu sefer de Elmalı’yı çalıştı. “Elmalı bir insan olsaydı, neye benzerdi?” sorusuna bir kadın ve bir erkek çizimiyle karşılık veren yapay zekanın gözünde Elmalı işte böyle. Elmalı atmosferini bence yakalamış. Başarılı bir çalışma.