Her şey dahil sistemini eleştiren eleştirene.Ancak bunu eleştirenlerin farkına varmadığı bir gerçek var.Her şey dahil sistemi olmasaydı Antalya turizmde tarih yazamazdı.Antalya turizmde bugün ulaştığı konuma gelemezdi.‘’Antalya, her şey dahil sistemini dünyada en iyi başaran şehir’’Bu söz, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e ait.Bu söze katılmamak mümkün değil.Gerçekten de Her şey dahil sistemi denince dünyada Antalya geliyor.Eğer her şey dahil sistemi olmasaydı yaşanan bunca krize rağmen Antalya
hala milyonlarca turisti ağırlayamazdı.Almanya başta olmak üzere bir çok ülke ‘’Türkiye’ye gitmeyin’’ telkininde
bulunmasına rağmen hala turistler geliyorsa bunda her şey dahil sisteminin payı
çok büyük.Her şey dahil sistemine karşı çıkanlar en çok turistlerin otele kapanıp
dışarı çıkmadığından, şehri gezip alış veriş yapmadığından şikayet ediyorlar.Türel bunu AKTOB’un yemeğinde çok güzel izah etti.‘’Bunun sebebi her şey dahil sistemi değil kent merkezinin
kalitesini arttırmakla alakalı bir durum’’ dedi.Türel şöyle devam etti:"Bugün turizm sektöründe biz bu başarıyı yakaladıysak
her şey dahil sisteminin payı çok büyük.Şikayetler turizm pastasından kent
içinde esnafın yeterli payı alamaması ile ilgiliydi. Bu haksız mı bu da haklı
ama siz kent merkezini kalitesini arttıramaz ve bir cazibe haline
getiremezseniz o zaman tabii turisti otelden çıkaramazsınız. Her otel kendi
içinde akvaryumu hazırlamış her imkanı sunuyor. Otelden dışarı turisti çıkarma
imkanınız mümkün değil. Ben bu örneği hep veriyorum. Diyelim ki Paris'te bütün otellerde her şey dahil sistemi
olsaydı, acaba bu Paris'e gidip her
şey dahil otellerde kalan turistlerden bir tanesi bile Eyfel'i görmeden döner
miydi. Paris’te bir çekim merkezi var.Biz
şimdi bunu yapmaya çalışıyoruz."Bütün bu söylenenlerin altına imzamı atarım.Yani sorun her şey dahil sistemi değil, şehrin cazibe merkezi
haline getirilememesi.Maalesef Antalya bugüne kadar bu sorunu yaşadı.Şimdi Antalya’yı şehri cazibe merkezi haline getirmek için
önemli projeler devreye sokuluyor.Expo 2016 Antalya alanına otel yapılması düşünülüyor.Ancak bu alana sadece otel yapılmasının hiçbir cazibesi
olmaz.Önemli olan bu alana insanları çekebilmek. İnsanların bu
alanı görmek için gelmek istemeleri.Bu da ancak bu alanın albenisi olan işletmeler yapılması ile
mümkün olur.Disneyland benzeri işletmeler olmalı.Yani Antalya’da insanların gezip görmek için can atacağı,
Antalya’ya geldiğinde ‘’görmeden gitmemem lazım’’ diyeceği cazibe merkezlerine
ihtiyaç var.Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen
Boğaçayı, Tünektepe, Kurvaziyer Limanı, Film platoları ve park, Konyaaltı sahil
projeleri gibi projelere evet ama evet ama yetmez.Bu çalışmalar güzel çalışmalar. Buna kimsenin itirazı olamaz.
İnsanlar bu yerleri görmek isteyecektir. Ama herkesin değil.Yapılan hiçbir proje bir Eyfel gibi etkileyici değil. New
York’taki Özgürlük Anıtı gibi değil.Türel’in dediği gibi Paris’e giden Eyfel’i görmeden Paris’ten
ayrılmaz.Ben inanıyorum ki
Antalya kendi Eyfel’ini, Kendi Özgürlük Anıtını yaratacaktır. Ve hayata
geçirecektir.İşte o zaman Antalya şehrinin cazibesi artacaktır. Her şey
dahil sistemi ile konaklayan turistler otellerinden çıkıp bu yerleri görmek
isteyeceklerdir.Belki o zaman her şey dahil sistemi yeniden ele alınabilir.Ancak o zamana kadar her şey dahil sistemi Antalya turizminin
kurtarıcısı olmaya devam edecektir.