Heyecan; gülümseyen bir yüz, sevgi dolu bakışları görmeyi ümit etme durumudur...
Heyecan; çatık bir kaş, büyümüş göz bebekleri ve gergin kaslarla beklemektir...
Heyecan; hüzünlü bir ifade, öne eğilmiş baş ve düşük omuzlarla tepkilerden korkmaktır...
Heyecan; psikolojik ve fizyolojik bir karışımdır...
Heyecan; uyum gösterememektir...
Heyecan; uyumsuzluk halinde ruhsal ve bedensel çöküntü yaşama halidir...
Heyecan; alışılagelmemiş bir durum karşısında yaşanan sıkıntıdır...
Heyecan; bedensel ve sinirsel yedek enerjilerin kullanılmasıdır...
Darwin'e göre heyecan; farklı kültürler ve değişik canlı türleri tarafından benzerlik gösteren temel duygulardandır...
Heyecan; çevresel ihtiyaçlarakarşı gelişen ve hayatta kalmayı sağlayacak şekilde evrimleşmiş uyum sağlayıcı tepkilerdendir...
Heyecan; önemli bir iletişim aracıdır...
Heyecan; başkalarının niyetleri ve olası davranışları hakkında ipuçlarını değerlendirerek sosyal ödül fırsatlarını tahmin etme durumudur...
Heyecan; yaşamın tehditleri hakkında kararsız kalma durumudur...
Heyecan; başlangıç yapabilmek için toplanmaya çalışılan cesarettir...
Heyecan; korkudur...
Heyecan; yapamamaktan korkmaktır...
Heyecan; yakalanmaktan korkmaktır...
Heyecan; yakalanmaktan korkacak kadar bir şeyi yapma isteğidir...
Heyecan; adrenalin salgılanmasını özleme durumudur...
Heyecan; beyin tarafından arzulanan ödülün mutluluğunu ödülü elde etmeden yaşama durumudur...
Heyecan; oğlunun gelme ihtimalidir...
Heyecan; oğlunun İzmir'den gelmesidir...
Heyecan; aşık olma ihtimalidir...
Heyecan; aşktır...
Heyecan; defalarca aşık olmaktır...
Heyecan; aşkın insanı sevindirmesidir...
Heyecan; sanattır...
Heyecan; sanatın en büyük aşk olduğunu hissetmektir...
Heyecan; aşkla yapmaktır...
Heyecan; her resim yaptığında aynı hazzı duymaktır...
Heyecan; her resim yaptığında aynı hazzı duymadığın için yaşadığın korkudur...
Heyecan; her heykel yapışında daha çok aşık olmaktır...
Heyecan; 'an'ı yaşadığını hissetmektir...
Heyecan; 'an'da yaşadıklarını, aşkını anlatma ve paylaşma cesaretidir...
Bir sanatçının yaptığı işe sıkıca sarılmasının sebebi de işte bu aşk ve heyecandır. Bu heyecanın nasıl kaybolmadığına şaşırarak geçecek ömrüm biliyorum ve bunu seviyorum. Bu duyguyu yaşamak, yaşadığını hissetmek bir nevi. Sanat aşkı, sanat heyecanı bu yüzden rakipsiz. Üstelik rakip olmaya talip olanlar hep kaybetmiş. Ben söylemiyorum tarih söylüyor.
Sergiler ise heyecanın bittiği zamanlar. Yaşadığım heyecanın hissedilmediğinden korkma durumu. Sergi heyecanından ziyade sergi telaşı demek daha doğru...
Bu yüzden benim sevdiğim kadar sevmezseniz eserlerimi lütfen bana söylemeyin. Onların hepsini yapmaya büyük bir heyecanla başladım ve hepsi ile doyumsuz aşklar yaşadım. Bu yüzden ben onları hep aşık olduğum halleri ile hatırlamak istiyorum.
Heyecanımı paylaşmanız dileği ile...