Koronavirüs, düğünleri yine kördüğüm etti. Düğün törenleri geçici olarak yasak kapsamına alınınca olanlar oldu. Ve de kimi organizasyon firmaları ile düğün sahipleri verilen kaporalar iptal edilen düğün mekanları nedeniyle neredeyse adliyelik oldu olacak. Bu arada da getirilen kısıtlama, düğün organizatörlerinden tutun da, mekan işletmecilerine, kuyumculara, modacılara, çiçekçilere ve hatta kuru yemişçilere kadar esnafı mağdur etti. Öyle de suç kimde?
***
Düğün sezonu başladı başlamasına ama başlamadan da bitti. Mekan tutulmuş, organizasyon hazır, gelinlik son provada. Ancak, salgının yeniden tırmanması sonucu düğünlerin ertelenmesi kararı ile birlikte hepsi askıya alındı. Yani bu yıl düğün turizmi bitti gibi. Sektör çalışanları işsiz kalmaktan korkarken, özellikle de düğün organizatörleri ' batıyoruz' isyanında.
***
Salgınla mücadele kapsamında yeniden alınan düğünlerin iptal kararı, 'yatırılan salon ücreti ya da kaporalar ne olacak' sorusunu da beraberinde getirdi. Yemeli içmeli düğünler yasaklanarak bir saate indirilen süre, iptalleri de peş peşe getirdi. Ve de uygulanan karar, düğün tedarikçilerine fena yansıdı, kaporalar iptal edildi. Peki, sadece sektör mü zorlu bir sürece giriyor? Elbette hayır. Kısıtlama, düğün sektörünün doğrudan ilişkili olduğu yan tedarikçileri de etkisi altına aldı. Tam 'nefesleniyoruz' derken nefes yine tıkandı.
***
Düğün tedarikçilerinin hali-pürmelali bu. Da, düğün töreni için salon ücretini peşin yatıranların ya da kaparo verenlerin durumu ne olacak? Bunun yanıtını da sektör temsilcileri veriyor. 'Vatandaşlarla doğrudan karşı karşıya olan bir sektörüz. Bu kapsamda kaparo yatıranlar düğünlerini ileri bir tarihe ertelemek isterlerse, kaporaları geçerli kalacak. Ancak düğünü iptal etmek isterlerse, kaporaları yanmış olacak' diyor. Bu arada düğün parasını peşin ödeyenlere ise farklı iki alternatif sunuluyor. Onların en önemli beklentileri ise, yetkili kişi veya kurumların sektöre destek olmaları ve bir yol haritası belirlenmesinde herkesin koordineli hareket edebilmesinin sağlanması yönünde. Yani bu sıkıntılı süreci aşabilmek için devlet desteği bekliyorlar. Dedik ya, hikayeler farklı dertler aynı diye.