Giden Gelmez Dağları, zamanın ötesinden yankılanan birçok ürkütücü efsane barındıran, Antalya ile Konya'nın sınırında, Orta Toroslar'ın kucağında gizemli bir şekilde yükselen sarp kayalıklarla bezenmiş bir bölgedir. Bu dağlar, sadece fiziksel zorlukları değil, aynı zamanda içinde gizlediği derin hikayelerle de nam salmıştır.


KURTARILMAYAN AVCILAR
Bilinen bir hikayeye göre, soğuk kış mevsiminde, civar köylerden bir avcı grubu, vahşi dağ keçilerini avlamak üzere yola çıkar. Zorlu bir günün ardından mola verdiklerinde, sıcak ateşin etrafında toplanarak dinlenirler. Ancak meğerse konakladıkları yer bir mağaradır ve ateşin gücü, buzlu zeminleri eritir, avcılar beklenmedik bir tehlikeyle karşı karşıya kalır. Yanlarında olan köpek, köye dönüp çaresizce ulur, yardım isteyerek. Şüpheye düşen köylüler, cesaretlerini toplayıp dağın doruklarına doğru yola çıkarlar. Buldukları manzara karşısında dehşete düşerler: çöken zemin ve mağara, avcı grubunu içine hapsetmiştir. Kurtarılmayı bekleyen bir avcı bulunsa da, diğerleri için artık umut yoktur.


TRAJİK HİKAYE
Başka bir efsaneye göre ise, bir grup köylü, avlanmak üzere dağlara çıkar. Yollarında vurdukları geyikler, dağdaki derin çukurlara düşer. Köylüler, geyikleri ertesi gün alma planı yaparak geri dönerler. Ancak ertesi gün geldiklerinde, geyikleri çukurda bulamazlar. İnceleyip içine bakmak isteyenler, kayaların keskin uçlarına takılarak içeride mahsur kalır. Sonunda, yukarıdan sarkıtılan iplerle kurtarılırlar ancak bir kişi bu kurtarma operasyonunda yaşamını yitirir. Dağlar, bu tür trajik olaylarla dolu, hüzün yüklü efsanelerin yaşandığı bir mekan olarak anlatılır.

Giden Gelmez Dağları’na ait efsaneler, zamanla kıvrılarak anlatılmış, dağların sessizliğine gömülmüş, ancak hala bu ıssız coğrafyada yankılanan hikayelerle yaşamaktadır. Haber/Erendiz ÖZKURT

Editör: Uğur Keskin