Tüm Türkiye 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümünü büyük bir coşku ve heyecanla kutluyor. Bu coşku, bazen de yerini cumhuriyetin değerlerine bağlı kalmayan kişilere eleştirilere bırakıyor. Bu bağlamda, Halkın Kurtuluş Partisi Antalya İl Örgütü, 101 yıl önce ilan edilen Laik Cumhuriyet’in değer-erine sahip çıkmak ve emperyalizme karşı kararlı bir duruş sergilemek amacıyla bir açıklama yaptı.
BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ YÜKSELTİLMELİ
Açıklamada, “ 101 yıl önce 29 Ekim 1923’de kurulan Laik Cumhuriyet; Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın önderi Mustafa Kemal’in ve Kuvayimilliyeci Atalarımızın, bir an olsun kaybetmedikleri umutlarının, sahip oldukları cesaret vatanlarının, vatanımızı işgal eden Emperyalist Yedi Düvele karşı kararlı bir şekilde yükselttikleri mücadelelerinin ürünüdür. Vatanın özgürlüğü için, tıpkı önderleri Mustafa Kemal gibi “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır”, diyerek kendilerini bu onurlu savaşa vakfettiler; Kara Fatma’lar, Halime Çavuş’lar, Nezahat Onbaşı’lar, Şerife Bacı’lar, Tayyar Rahmiye’ler. Ellerinin tersiyle ittiler dünyanın nimetlerini sonunu düşünmeyen kahramanlar, Kuvayimilliye Yiğitleri. Çünkü çok iyi biliyorlardı vatan işgalden kurtulmazsa, tek başına kurtuluşun bir anlam ifade etmediğini. “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” şiarıyla bağımsızlık için mücadele yükseltilmezse, hiçbir yurttaşın mutlu olamayacağını biliyoruz” denildi.
BİR HALK KÜLLERİNDEN NASIL DOĞAR?
“İşte 101 yıl önce 29 Ekim 1923’te, Mustafa Kemal, İsmet İnönü önderliğinde Kuvayimilliyeci Atalarımız; “Emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkûm olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz”, diyerek girdikleri savaşı zaferle taçlandırdılar, Laik Cumhuriyet’i kurdular” ifadeleri kullanılan açıklamada, “ Bir halk küllerinden nasıl doğar, “Hasta Adam” diyerek Emperyalist Haydutların öldürmeyi arzu ettikleri bir ülke nasıl dirilir, canlanır, bir devlet olur, tüm dünyaya gösterdiler Kuvvacı Atalarımız. Emperyalist Yedi Düvele Karşı girişilen bu var olma savaşında Mustafa Kemal’in ve Kuvayimilliyeci Atalarımızın yanında kim vardı? Mustafa Kemal’in; “Eğer Rusya’nın yardımı olmasaydı Yeni Türkiye’nin İngiliz-Fransız ve Yunan Müdahalecilere karşı zaferi ya bugünküyle karşılaştırılamaz ölçüde büyük kurbanlar pahasına elde edilirdi ya da hatta büsbütün olanaksız olurdu. Rusya Türkiye’ye hem manevi hem maddi bakımdan yardım etti. Ulusumuzun bu yardımı unutması bir suç olur”, diyerek selamladığı Lenin ve Ülkesi Sovyetler Birliği vardı” ifadelerine yer verildi.
CUMHURİYETE ZARAR VERİLİYOR
Açıklamada cumhuriyetin değerlerine paye paye zarar verildiğinin altı çizilerek, “ 29 Ekim 2024’te, Laik Cumhuriyet’imizin ilanının 101’inci yılında son 22 yılda kerte kerte aşındırdıkları Laik Cumhuriyet’e son darbeyi vurmaya hazırlanıyorlar. Oysa yıllardır, Mustafa Kemal’lerin, İsmet İnönü’lerin ve Kuvayimilliyeci Atalarımızın gerçek devamcıları İkinci Kurtuluş Savaşçıları HKP’liler; “Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye… Sıra Sende Türkiye” uyarılarını yapıyorlardı. Teori gücümüzle görmüştük gelen tehlikeyi ve Halkımızı uyarmıştık, halen uyarmaya da devam ediyoruz: “Ülkemiz Hızla BOP cehennemine sürükleniyor! Uyan ey halkımız!” 101 yıl önce dünyanın mazlum halklarına ve önderlerine örnek ve umut olmuştuk, bugün 101 yıl önceki noktaya doğru yani Yeni Sevr’e koşar adım götürülüyoruz” ifadelerine yer verildi.
SEVR’İN YENİ ADI BOP
Açıklamada, “Bugün Yeni Sevr’in adı olan BOP’u parçalayıp atmanın, vatanımız ve halkımız üzerine oynanan oyunları bozmanın, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı dünyada ilk olarak zaferle taçlandırma onurunu taşıyan halkımıza reva görülen rezil çemberi kırmanın, Ortaçağ karanlığına doğru gidişe dur demenin yolunu da Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut ortaya koydu ve yıllardır sağından soluna, Türkçüsünden Kürtçüsüne, Milliyetçisinden Dincisine “BOP’u hızlandırma açılımının aktörlerine” karşı uyardı Halkımızı ve uyarmaya da devam ediyor. Genel Başkan’ımızın söylediği gibi; “Biz bir tek şey istiyoruz halkımızdan: Anlaşılmak. Bizi anlamazsan bunların binbir oyunuyla, binbir yalanıyla nasıl başa çıkabilirsin?” “Çok netçe biliyoruz ve inanıyoruz ki Türkiye’de namuslu olmanın ve Gerçek Solculuğun, Devrimciliğin birinci şartı, bu düşman cepheyi aynen bizim gibi görmek, kavramak, ona karşı savaşta mevzi almaktır.” İşte bugün Ortaçağcı Faşist Din Devletinin AB-D Emperyalistleri ve Ortaçağcı AKP’giller tarafından örgütlenmesiyle birlikte, Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın Zaferi güme gitmiş durumdadır. Kuvayimilliye Zaferi’miz olmamışa dönüştürülmüş, o zaferimizle kovduğumuz “Batılı Emperyalistler” yeniden ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel planda işbirlikçiler, piyonlar, kuklalar bularak Türkiye’nin yönetimini ele geçirmişlerdir” denildi.
KALE YIKILMAYACAK
Halkın Kurtuluş Partisi’nin Cumhuriyet Bayramı açıklaması şu ifadelerle sona erdi, “Halkımız 101 yıl önce farklı olan Mustafa Kemal’i ve Birinci Kurtuluş Savaşçılarını anladı, onların arkasında ordulaştı ve zafere ulaştı. Halkımız eninde sonunda farklı olanın yalnız biz olduğunu görüp İkinci Kurtuluş Savaşçılarını da anlayacak. İkinci Kuvayimilliyeci önderleri olan Gerçek Devrimcilerin arkasında ordulaşacak ve nihai zafere ulaşacak. Bu zaferin sonunda inşa edilecek Devrimci Demokratik Halk İktidarını; Antiemperyalist, Antifeodal, Antişovenist ilkelerle örülmüş bu kaleyi hiç kimse yıkamayacak, yüzyıllar geçse de.”