Arzu TAŞKINAntalya Devlet Tiyatrosu’nda, 2016- 2017 sezon açılış oyunu olan, Sabri Özmener’in yönettiği ve yazar Tarık Buğra’nın eseri olan “İbişin Rüyası” 1-2-3-4 Şubat tarihlerinde sahnelenmeye devam edecek. Mutlaka izlemenizi öneriyorum.
Cumartesi günü, sert bir ayaz sabahında heyecanla saatlerin geçmesini beklerken, lise yıllarımı anımsadım. O yıllarda da takvimde işaretlediğim gün yaklaştıkça, bir sonraki hafta beni nelerin beklediğini hayal ederdim. İşaretlediğim bu tarihler tiyatro oyununa gideceğim günü hatırlatırdı bana önceden. İşte bu cumartesi günü 15:00 matinesi için hazırlanıp annemle, İbiş’in Rüyası’nı izlemek için Antalya Devlet Tiyatrosu’na gittik.
“İbişin Rüyası” 1930’lu yıllarda geçiyor. İlk kez 1970 yılında yayınlanan bu ödüllü romanında Tarık Buğra, ortaoyununun ünlü ismi Naşit Özcan’ın hayatından ilham almış. Komik-i Şehir (Büyük Komik) unvanına sahip Naşit Özcan, bildiğiniz gibi Adile Naşit ve Selim Naşit Özcan'ın babası ve Türk tiyatrosunun ünlü tuluat ustasıydı.
"Yalnız bana gülümser o."
“İbişin Rüyası”nda hüznünü ve neşesini izlediğimiz Nahit, Naşit Özcan’ın tiyatro tutkusunun vücut bulmuş halidir ve bu tutkusunu yaşattığı Nuran Tiyatrosu onun her şeyi…Nahit, merhametli ve güvenilirbir adamdır. Tiyatrosunda aynı zamanda İbiş karakterini de oynamaktadır. Bir gün yeniden kapısını çalan çocukluk arkadaşı Sadi’nin itirafıyla onu tiyatrodan kovar. Tam da o günlerde hayatına giren, kantocu olmak isteyen, çocuksu ve kararlı halleriyle kendini sevdiren Hatice günlerini güzelleştirir. Nihat Bey dilinden düşürmez olur"Yalnız bana gülümser o"der, hep onu anlattığı dostu Vasıf’a.
1-2-3-4 Şubat tarihlerinde “İbişin Rüyası” sahnelenmeye devam edecek. Kaçırmayın derim. Özellikle Nahit rolünü üstlenen Gökhan Tüzün, rolden role geçişiyle mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. Zozo çok sevimli, Hatice’yi canlandıran Demet Boci’nin şahane bir sesi var ve Sadi rolünde kıvrak ayak hareketleriyle, etkileyici bir dans performansı sunan Salih Bayraktar da oyunun iz bırakan isimlerinden. Tüm oyuncular birbirinden başarılı. Oyundan çıktığımızda, “Tango”yu mırıldanıyordum. Sabri Özmener’in sözlerini yazdığı, Gürkan Çakıcı’nın bestesini yaptığı “Tango” nun sözleri çok güzel:
“Hayatımdaki kadın, geldi şiir içinden
Yıldızları topladı, hayallerim içinden”
“İbişin Rüyası” nı izleyin ve hatırlayın bir kez daha, izlediğiniz her oyun, gülümsediğiniz her yüz ve sohbet ettiğiniz her dost izler bırakır sizde. Ve siz de yenilenerek, sanatla tazelenerek izler bırakırsınız zamana. Tıpkı yıllar öncesinden, Tarık Buğra’nın bugüne bıraktığı sözleri gibi:
“Ne kadar yakın olsak da insanları tanıyamıyoruz Nahit Bey. Bir yanları hep kendilerine kalıyor.”
Böylesi güzel bir oyunu, bana ve anneme izleme imkânı sunan Antalya Devlet Tiyatrosu’na müteşekkirim. Ve tabii her oyunu izlemeye devam… Şubat ayı programında prömiyerini yapacak olan “Gökten Yağar Gibi”yi heyecanla bekliyorum.