OKULLARIN yarıyıl tatiline girmesiyle beraber Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Antalya Şube Başkanı Sadık Acar ilk yarıyılı değerlendirdi. Acar, “2023-2024 eğitim-öğretim yılının ilk döneminde eğitim, AK Parti iktidarının gericileştirme ve piyasacı politikalarına hız vermesi ve yaşanan ekonomik krizle birlikte tam anlamıyla can çekişmiştir. Eğitimde AK Parti iktidarının yarattığı ve yıllardır çözüm iradesi gösterilmediği için kronikleşen sorunlar büyümüş ve bu sorunlara yenileri eklenmiştir” dedi.
‘OKULLAŞMA ORANINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ YAŞANDI’
İlk dönemi tek tek değerlendiren Başkan Acar, “İhtiyaç duyulan sayıda derslik ve okul yine inşa edilmedi. Büyükşehirlerde bile yüzlerce okula birkaç okulu dolduracak sayıda öğrenci sıkıştırıldı. Eğitim, vardiyalı ve daha niteliksiz hale getirildi. Okul içinden okul çıkarma sihirbazlığıyla ikili ve taşımalı eğitim garabetleri, kalabalık sınıflarda eğitim sorunu devam etti. Çocuklarımız sabah ışıklar açılacak kadar karanlık, birçok yerde 50-60 kişilik kalabalık sınıflarda, uykusuz ders dinlemeye, akşamın geç saatlerinde evlerine dönmeye mahkum edildi. Okullaşma oranlarındaki yetersizlik çözülememiş bir sorun olarak kaldı. Bakanın açıklamasına göre okullaşma oranında yüzde 99’lara ulaşıldı ama MEB’in son yayınlanan 2022-2023 istatistiklerine göre, ilkokul ve ortaokulda okullaşma oranlarında çok ciddi bir düşüş yaşandı. 2013-2014 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 99.57 iken, 2022-2023 eğitim öğretim yılında bu oran yüzde 93,85’e düşmüştür. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 93,82’ye geriledi. Bu rakamlar, çocukların eğitim hakkından mahrum bırakıldığını ortaya koydu” ifadelerini kullandı.
‘DERİN YOKSULLUK ÖĞRENCİ VELİLERİ ETKİLEDİ’
Çocukların beslenme konusunu da es geçmeyen Başkan Acar, “Derin yoksulluk yaşayan veli ve öğrenciler, sosyal devlet ilkesine uygun politikalar belirlemeyen yöneticiler yüzünden çok zor bir dönem yaşadı. Çocuklarımız musluklardan su içti, aç karnına derslere girdi. Ailesi varlıklı öğrenci ile ailesi yoksul öğrenci arasındaki makas, kapanması çok zor bir biçimde açıldı. Devlet okulunda eğitim görmek bile ciddi bir masraf haline geldi. Eğitim Anayasal bir hak olmasına ve beslenme, barınma, ulaşım gibi hizmetler de bu hakkın ayrılmaz parçaları olmasına rağmen, çocuklarımız bu ihtiyaçlarını ancak ailelerinin imkanları ölçüsünde giderebilir hale geldi” dedi.
‘KARMA EĞİTİM HEDEF ALINDI’
Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesini değerlendiren Acar, “ÇEDES projesi kapsamında, ‘manevi danışman’ adı altında eğitim bilimi ve pedagojik yeterliliği olmayan imam, vaiz, din hizmetleri uzmanları, okul ve okul dışında çocuklarımızla bir araya getirildi. Okullarda öğrenciler, cami gezilerine, namaza götürüldü, çocuklara cami ve mezarlık temizliği yaptırıldı. Karma eğitimi ortadan kaldırma girişimleri arttı. Bizzat Bakan Tekin ‘Kız okulları kurmak gerekiyorsa kurulur’ diyerek karma eğitimi hedef aldı. Devletin resmi memuru niteliğindeki imamlar dahi karma eğitim karşıtı vaazlar verir hale geldi” diye konuştu.
‘BİLİM TEMELİNE DAYANMAYAN OKULLAR KAPANMALI’
Çözüm önerilerinde bulunan Başkan Acar, “Öğretim Birliği Yasası çıkarıldığı tarihteki şekliyle aynen uygulanmalıdır. Yasanın öngördüğü şekilde tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmalı, adına eğitim kurumu denilen ancak bilim ve akıl temeline dayanmayan kuruluşların tamamı kapatılmalıdır. Eğitimin vazgeçilmez en temel bir insan hakkı olduğu gerçeği düşünülerek ülkemizde yaşayan tüm çocuklar, 3 yaşından 18 yaşına kadar bilimsel temelli eğitim yapan kamu kurumlarında örgün eğitimden parasız yararlanmalı, okul öncesi eğitim, zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır. Eğitimin ayrılmaz bir parçası olan ulaşım ve beslenme ihtiyaçları giderilmeli, öğrencilere en az 1 öğün yemek ücretsiz olarak verilmelidir. Cumhuriyetin 100. yılında, ülkemizde halen ikili öğretim uygulamasının devam ettiği okular bulunmaktadır. Özellikle büyük kentlerde yaşanan ulaşım sorunları nedeniyle ikili öğretim, öğrencilerin eğitim hakkına olumsuz yansımalara yol açmaktadır. İkili öğretimden bir an önce vazgeçilmeli, bunun için gerekli yeni okul binası ve altyapısı sağlanmalıdır. Tüm ülkede olduğu gibi okul ortamlarında, öğrenci ve öğretmenlere yönelik şiddet olayları artmaktadır. Bunu kökten çözmek üzere, eğitim kurumlarını da kapsayan genel bir şiddet yasası çıkarılmalıdır. Cemaat ve tarikatlara öğrenci kazandırmanın bir aracı haline getirilen her türlü örgün eğitim dışı uygulamalara son verilmelidir. Öğrencilerin fiilen okula gitmedikleri açık öğretim okulları ile çeşitli sanayi dallarında staj adı altında çalıştırmaya dayalı mesleki eğitim uygulamaları kaldırılmalıdır” dedi.