İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Alanya’da sevgi seliyle karşılandı. Alanı ve çevresini hınca hınç dolduran Alanyalılara konuşan İmamoğlu, “Bu milletin içinde öyle güçlü bir kardeşlik hissi var ki, kimse o duyguyu söküp atamaz. Sarıkamış'ta, Çanakkale’de, Dumlupınar'da kucak kucağa yatanları kim ayırabilir? Onların torunlarını hiç kimse ayıramaz. Türkiye, ne çekiyorsa milletin bağrındaki kardeşlik hissini anlamayan siyasetçilerden çekiyor. ‘Ondan, bundan’ diyen kişilerden çekiyor. Yakın zamanda, onlardan birisi, ne yazık ki Adalet Bakanı, bu milleti ayrıştırarak seçim kazanabileceğini zannediyor. İleri-geri konuşuyor. Yüce dinimizi, yüce inancımızı kendi siyasi çıkarlarının bir aracı yapmaktan ar etmiyor. Bakan var, bakan var. Bu neye bakıyor, bilmiyorum: Adalet Bakanı. Şaşıyorum izlerken, şaşıyorum” dedi.

“RÜYALARIM GERÇEK OLDU”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dr. Dilek İmamoğlu, sahile nazır meydanı, yanı sıra plajları hınca hınç dolduran vatandaşlarla Alanya’da buluştu. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in eşlik ettiği İmamoğlu, kendisine sevgi gösterilerinde bulunan Alanyalılara, boynunda yörük poşusu, kafasında yöresel kasketle hitap etti. Alanya’ya ilk kez geldiğini belirten İmamoğlu, karşılaştığı kalabalık ve coşkuyu, “Aslında bugün bir hayalim gerçek oldu. Kitaplarda okuduğum ve çok özendiğim, ‘Ne zaman giderim’ diye düşündüğüm Alanya'da rüyalarım gerçek oldu ama ben böyle bir rüya gerçekliği görmedim. İyi ki varsınız. Muhteşemsiniz” sözleriyle dile getirdi.

“BİZ BİRBİRİMİZİN DERMANI, BİRBİRİMİZİN GÜVENCESİYİZ”

Alanyalılara İstanbulluların selamlarını getirdiğini söyleyen İmamoğlu, “13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamını getirdim. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'in selamını getirdim. Ve benim değerli dostum, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş'ın selamını getirdim. Biz bugün, Millet İttifakı’nın o büyük kadrosuyla, o güzel insanlarıyla aslında buradayız. Sayın Karamollaoğlu'nun, Sayın Davutoğlu'nun, Sayın Babacan'ın, Sayın Uysal'ın selamını getirdim” dedi. “Anadolu gibi bereketli, Türkiye gibi güçlü bir ekibiz” diyen İmamoğlu, “Millet İttifakı, bu ülkenin en büyük, en kapsamlı buluşmasını gerçekleştirdi. Millet İttifakı, tüm renklerini birleştirdi. Çünkü çok önemli bir görevimiz var. Bunun yarattığı güçten korkuya kapılanlar, bizi birbirinden çok farklı olarak eleştirmeye kalkıyorlar. Evet, farklıyız. Türkiye, birbirinden farklı insanların ortak yurdudur. Farklılık, bizim gücümüze güç katar. Farklı olmaktan korkmayız biz. Çünkü biliriz ki, bu ülke hepimizindir. Biliriz ki, biz birbirimizin dermanı, birbirimizin güvencesiyiz” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE, MİLLETİN BAĞRINDAKİ KARDEŞLİK HİSSİNİ ANLAMAYAN SİYASETÇİLERDEN ÇEKİYOR”

Depremlerde ve doğal afetlerde, insanların yardımına koşarken kimsenin farklılığına bakmadıklarını vurgulayan İmamoğlu, “Hiçbirimiz bakmayız, biliyorum. Bu milletin içinde öyle güçlü bir kardeşlik hissi var ki, kimse o duyguyu söküp atamaz. Sarıkamış'ta, Çanakkale’de, Dumlupınar'da kucak kucağa yatanları kim ayırabilir? Onların torunlarını hiç kimse ayıramaz. Türkiye, ne çekiyorsa milletin bağrındaki kardeşlik hissini anlamayan siyasetçilerden çekiyor. ‘Ondan, bundan’ diyen kişilerden çekiyor. Yakın zamanda, onlardan birisi, ne yazık ki Adalet Bakanı, bu milleti ayrıştırarak seçim kazanabileceğini zannediyor. İleri-geri konuşuyor. Yüce dinimizi, yüce inancımızı kendi siyasi çıkarlarının bir aracı yapmaktan ar etmiyor. Bakan var, bakan var. Bu neye bakıyor, bilmiyorum: Adalet Bakanı. Şaşıyorum izlerken, şaşıyorum” ifadelerini kullandı.

“HANİ BİRİ VAR YA, ‘HER HAVALİMANINI BEN YAPTIM’ DİYOR”

Antalyalı eski Ulaştırma Bakanı merhum Ahmet Denizolgun’u konuşmasında örnek olarak veren İmamoğlu, “Allah rahmet eylesin. Bu topraklardan çıktı. Buraya yurtlarıyla, yatırımlarıyla, camileriyle, hem maddi hem manevi katkılarda bulundu. Buraya gelmek için indiğimiz Gazipaşa Havalimanı'nı da o yaptı. Niye söylüyorum biliyor musunuz? Hani biri var ya, ‘Her havalimanını ben yaptım’ diyor. Hani şaşırır, burayı da der, ben şimdiden uyarayım. Onu rahmetli Denizolgun yaptı. Ona kalsa, Türkiye'deki her şeyi o yaptı. Sanki ondan önce bu memlekette hiçbir şey yoktu. Allah aşkına, bu memleket, belki yüzyıllardır, neredeyse 1000 yıldır taş üstüne taş koyulan bir memleket. ‘Her şeyi ben yaptım’ diyen akıl, tarihini reddeden akıldır. Bana sakın tarihten bahsetmesin o kişi. Onun için biz vefalıyız, biz geçmişe bakarız. İyi yapanın ismini anarız. Kötü yapanın ismini de millete havale ederiz” diye konuştu.

“TAM BİR SÜLÜN OSMAN HİKAYESİ ANLATAYIM SİZE”

“Bazı konularda bunların eline kimse su dökemez” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Benim sesimi sadece sizin heyecanınız kısar, onu söyleyeyim. Başka kimse kısamaz. Alanya'dan tam bir Sülün Osman hikayesi anlatayım size İstanbul'da yapılan. İstanbul'da, Başakşehir’de bir arsa var. Askeri alanın tam ortasında. Şu karşıdaki dağın oradaki orman gibi bir yer düşünün. Tam ortasında. Belediyenin işine hiç yaramıyor. Burayı bir uyanık, birisinden satın alıyor. Kimse oraya ulaşamaz. Yolu bile yok. Çevresi de askeri alan. Alıyor küçük bir paraya. Yakın bir zaman sonra belediyeye kaç liraya satıyor biliyor musunuz? 13 milyon dolara. Hem de kamulaştırmayla o zamanın İBB'si, burayı satın alıyor. Müfettişlere inceletiyoruz. Bakıyorlar ki, arsa kullanılamaz. Hiçbir şey yapılmaz. Ve bir de rapor yazdılar. Dediler ki, ‘Burada büyük bir kamu zararı var. Bunun hesabını sorun.’ Dedik ki hemen o gün, “Bunu kim satmışsa, altında kimin imzası varsa soruşturma açın.’ 13 milyon dolar. Bakın az değil. Bugünün parasıyla ben zorlanıyorum hesaplamakta. 270 milyon lira. Eski parayla 270 katrilyon. Kim satmış bunu belediyeye? Bunların ilçe başkanı satmış. Bugünün parasıyla 270 milyon, yani 270 katrilyon lira bir kişinin cebine akıtılmış. İşte bunların adaleti bu kadar. Hemen tabii dosyayı hazırladık. Savcılığa gönderdik. Ne oldu? Şimdi orada burada afra atan, tafra atan, sözüm ona ona buna tehdit yağdıran İçişleri Bakanı, dosyanın üstüne çöktü. ‘Buna kimse bakamaz’ dedi. 2 yıldır bizim soruşturmamız engelleniyor. Bakanlığın rafında duruyor.”

“MİLLETİN PARASINI CEBİNE YA DA BİRİLERİNE AKITAN HERKESTEN ÇATIR ÇATIR HESAP SORACAĞIZ”

“Milletin parasını cebine akıtan ya da birilerine akıtan herkesten çatır çatır hesap soracağız” diyen İmamoğlu, “Onun için bu düzene son vereceğiz. ‘Bu düzen devam etmesin’ diyorsanız, oyunuzu Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceksiniz. Devran değişecek. Din istismarında yapmadıklarını bırakmadılar. Ama milletin tahammülü kalmadı. Milletin temiz gönüllerini, siyasi hesaplarınızla artık kirletemezsiniz. Millet İttifakı, sizin ayrıştırma siyasetinize milletin vereceği cevap olacak. Bu iktidarın ayrıştırma siyasetine, Millet İttifakı cevap verecek. Millet İttifakı, birliğin gücüdür. Ayrışmak yok sevgili gençler. Sakın ayrışmayın. Birisi doğru yolda giderken yolunu sağa çevirmiş olabilir. İleride belki buluşuruz; bilmem. Yolunu sola çevirmiş olabilir. Onunla da buluşabiliriz; bilemem. Ama siz, sakın yolunuzu doğru yoldan ayırmayın. Bu seçim parti seçimi değil. Bu seçim, bir rejimden kurtulma seçimi. Sevgili gençler, birleşe birleşe kazanacağız değil mi? 14 Mayıs'ta, milleti ayrıştırmaya kalkan bir avuç insan kaybedecek, milletin vicdanı galip gelecek. Tertemiz ahlakıyla, merhametiyle, vicdanı ile tevazuuyla gönüllere girmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu kazanacak, Kemal Kılıçdaroğlu” şeklinde konuştu.

“BAZEN TEK CÜMLE HER ŞEYİ, TARİHİN YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR”

Alanda yükselen dövizlerin bir bölümünü okuyan İmamoğlu, “Müzik turizmdir” yazısına, “Kesinlikle. Müziğin sesini kimseye kıstırtmayacağız kardeşim” karşılığını verdi. Bu sırada kalabalıktan bir genç, İmamoğlu’nun konuşma yaptığı platforma cep telefonunu attı. “Sakın telefon atmayın, başıma gelir vallahi” uyarısında bulunan İmamoğlu, “Neyse çekelim de öyle verelim bari” dedi ve özçekim yaptıktan sonra telefonu sahibine iade etti. “Bazen tek cümle her şeyi, tarihin yönünü değiştirir” diyen İmamoğlu, “Bir tek cümle, umutsuzluktan çıkış olanı gösterir. İnsanları harekete geçirir. Yıkılmaz görünenler, yıkılır. Kudretli zannedilenler, zayıflık abidesine döner. İşte şimdi tam öyle bir zamandayız. Türkiye, tarihi değiştirecek tek bir cümlenin etrafında birleşti. Şimdi o cümlenin ruhunu yaşıyoruz. Sızıyı, isyanı ve talebi dile getiriyor. Üç kelimelik o cümleyi hepiniz biliyorsunuz. Şimdi size hatırlatacağım. Yürekten gelen bir sesle, benden sonra siz de haykırın: Hak, hukuk, adalet. Doğusu batısı, güneyi kuzeyiyle, dört bir yanı hak, hukuk, adalet olan bir memleket istiyorum. Hep beraber bunu başaracağız tamam mı? Var mıyız? Hak yemeden ama hakkını da yedirmeden yaşayan onurlu bir milletiz. Haksızlık başkasına da yapılsa gönlümüz razı olmaz. Bizim insanımız şerefiyle kazananları sever, şerefiyle kaybedenleri de sever. Ama kazanmak için şerefini kaybedenleri sevmez” ifadelerini kullandı.

 

“15 MAYIS'TAN SONRA BU İŞİN KRALINI BİZ YAPACAĞIZ, BİZ”

“Sizler iyi biliyorsunuz; bu ülkede bazen kazanmak için her şeyi yapabilenler var” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: 

“Seçim zamanı gelip, kaybedeceklerini görünce, her yola başvuranlar var. Vaatleri bile seçime endeksli. Bugün İstanbul'da anlattım. Ülkeyi yönetenler, 21 sonra bir sabah uyanıp, ‘Yarısı sizden yarısı bizden’ diyerek, kentsel dönüşüm kampanyası başlatıyor. Allah aşkına, 21 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Seçime bir ay kala, ‘Yarısı sizden, yarısı bizden’ diyerek milleti kandırıyorsunuz. Bu millet yer mi? Yemez. Bir de tamamen bizden kopyalamışlar, İstanbul Yenileniyor kampanyasında. Doğru kopyalasalar başımın üstünde yeri var. Onu da yapamıyorlar. Yeter ki vatandaşın lehine olsun. ‘Yüzyılın dönüşümüne başladık’ diyenlerin nasıl büyük bir ikiyüzlülük olduğunu size anlatacağım. Bu proje, insanların evleri yıkılmasın, sağlam konutlara geçsin diye yapılıyorsa; vatandaşa ‘Şu süreye kadar başvur da yoksa hakkını kaybedersin’ denir mi? Vatandaşın evi sakatsa, onun zamanı mı olur? Dersin ki, ‘Yarısını ben veriyorum, yarısını da sen öde, yapayım’ dersin. Bunu bile, seçim malzemesi yaptılar. Bu neye benziyor biliyor musunuz sevgili hemşehrilerim? Mesela devlet bir hastane açıyor, diyor ki hastaya, ‘Şu süreye kadar gelirsen seni tedavi edeceğim, yoksa tedavi etmem.’ Aynı anlama geliyor. Hem de bunu kuraya tabi tutuyor, Allah bilir o kura nasıl çekilecek? Onun için ne bu başvuruya fırsat vereceğiz ne o yalan kuraya. İki yüzlülüklerine de fırsat vermeyeceğiz. 15 Mayıs'tan sonra bu işin kralını biz yapacağız, biz.”

“SEÇİM ÖNCESİ ‘OY GETİRİR’ DİYE YAPTIKLARI HİÇBİR İŞE İNANMAYIN”

“Seçim öncesi ‘oy getirir’ diye yaptıkları hiçbir işe inanmayın” diyen İmamoğlu, “Siz zaten aldanmazsınız; aldanmayın. Dürüst bir yönetim geliyor. İnsanların canıyla, seçim kumarı oynayanları ne yapın biliyor musunuz? Gönderin gitsin, gönderin gitsin. Biz, risk altındaki herkesin evini, iş yerini yenilemek için büyük seferberlik başlatacağız. Seçim öncesi yaptıklarınızla, söylediklerinizle artık bunların kimseyi kandırmasına müsaade etmeyeceğiz. Seçim ve sandık güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Köylerimizde, kasabalarımızda, şehirlerimizde mutlaka Türkiye Gönüllüleri’ne üye olun. Çok çalışın, ama sandık günü de oyumuza sahip çıkmayı ihmal etmeyin. Çok önemli bu konu. Var mıyız? (‘Varız’ sesleri.) Sandıktan hilesiz çaresiz ve tertemiz bir sürecin çıkmasını sağlayacağız. Bunu hep birlikte başaracağız. Her birimiz oyumuza sahip çıkıp, kötü niyetlerin niyetlerini kursaklarında bırakacağız. 15 Mayıs sabahı güler yüzlü biz Türkiye'ye uyanacağız” şeklinde konuştu.

“ANTALYA-ALANYA ARASI HIZLI TREN VE OTOYOL PROJELERİNİ YAPACAĞIZ”

“Çok işimiz var” diyen İmamoğlu, “Devleti toparlayacağız. Cumhuriyeti demokrasiyle, devletimizi adaletimizle taçlandıracağız. Mutfaktaki yangını biz söndüreceğiz. Paramız pul olmaktan kurtaracağız. Eğitimde ve sağlıkta büyük atılımlar yapacağız. Bu milletin evlatlarına iş bulacağız. Hiçbir gencimizin umudunu yaban ellere yollamayacağız. Burada bulacaklar umutlarını. Esnafın, çiftçinin, işçinin ve memurun emeklerinin karşılığını aldığı, adaletli bir düzen kuracağız. Emeklinin maaşıyla rahatça geçinmesini sağlayacağız. Cumhurbaşkanımız, 13. Cumhurbaşkanımız ne dedi? ‘15 bin lirayı ikinci bayramda emeklilere vereceğiz’ dedi. Vereceğiz. Alanya için de çok şey yapacağız. Alanya'nın imal edilmiş bütün ulaşım projelerini hızlandıracağız. Antalya-Alanya arası hızlı tren ve otoyol projelerini bilimin ışığında, uzmanların fikirleriyle, ama özellikle de Muhittin Böcek dostumla ve sizin kararlarınızla yapacağız. Sizlerle yapacağız. Ortak akılla en doğru kararlarla hızla harekete geçeceğiz. Alanya'nın kentsel dönüşümünü, vatandaş için en kolay, en hızlı, en maliyetsiz yöntemle biz yapacağız. Biz işimizi biliyoruz. Ormanlarımızı ve yüreklerimizi yakan yangınlara karşı Alanya'yı güçlendireceğiz. Alanyalı çocukların, gençlerin, kadınların, emeklilerin yanında olacağız” ifadelerini kullandı.

 

“VATANDAŞLIK SATMA İŞİNE DÜZEYSİZLEŞTİRME İŞİNE KARŞIYIZ”

“Bazı konular yanlış anlaşılabiliyor” diyen İmamoğlu, sözü, yabancılara konut satışına getirdi. Yabancılara konut satışına karşı olmadıklarının altını çizen İmamoğlu, “Konut satma işi başka, vatandaşlık satma işi başka. Biz, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyen bir Atatürk'ün evlatlarıyız. Bu ülke, barış içerisinde bir ülke olacak. Tabii ki bu ülkenin zenginliklerini yabancı misafirlerimiz paylaşmak isteyebilir. Gelip konut sahibi olabilir. Hiç sorun yok. Bu yanlış anlaşılmasın. Ama vatandaşlık satma işine düzeysizleştirme, seviyesizleştirme işine karşıyız. Bunu düzene koyacağız. Bizim iktidarımızda oldu-bitti olmaz. Hani, ‘Ben ekonomistim, ben şunun daniskasıyım, bunun daniskasıyım, her şeyi bilirim’ diyenler var ya. Biz, onlardan olmayacağız. Biz, sorumluluğuna da vatandaşa karşı haddini de bilen yöneticileriz. Oturduğunuz yerden ‘Şu saatten sonra şuradaki müziği yasaklayın…’ Böyle şey yok kardeşim. ‘Şu festival yapılsın, bu festival yapılmasın...’ İşine bak. Her şeyi sen bilemezsin kardeşim. Bırak gençler eğlensin” diye konuştu.

“15 MAYIS'TA ÇOK GÜZEL BİR SABAHA UYANACAĞIZ”

“Yaşadığınız bütün olumsuzlukları unutun” diyen İmamoğlu, konuşmasını, “Onlar tek bir akla dayalı, halktan kopuk bir yönetim modelinin yol açtığı sorunlardı. Hepsini unutun. Şimdi ortak akıl zamanı. Milletçe düşüneceğiz. Milletçe çalışacağız. Bir avuç insanın evlatlarıyla değil, 86 milyon insanın evlatlarıyla çalışacağız. Sizinle çalışacağız. Şimdi Türkiye'yi 86 milyonla, Alanya'yı Alanyalılarla ve her şehri o şehrin insanlarıyla birlikte yöneteceğiz. İçinizi ferah tutun. 15 Mayıs'ta çok güzel bir sabaha uyanacağız. Alanya'nın güneşi gibi, aydınlık bir dönemi hep birlikte başlatacağız. Alanya'dan yükselen o pırıl pırıl güneş, içimizi ısıtacak. On beş Mayıs'ta çok güzel bir başlangıç yapmaya hazır mıyız? Tamam. Bütün. Antalya duysun mu? Hazır mıyız? Arka sıralar, şu deniz tarafı, kumsalın üstünde duranlar; her şey çok güzel olacak. Size kurban olurum. Sizin için çok çalışacağım, çok. Kalın sağlıcakla” sözleriyle noktaladı. KAYNAK: İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BASIN DANIŞMANLIĞI

Editör: Uğur Keskin