İnanmak ve güvenmek…

Ligde inişli çıkışlı bir grafik sergileyen Antalyaspor, cumartesi günü sahasında Malatyaspor'u konuk etti.

Maç önü yazısında bu karşılaşmayı 'İstikrarı bir türlü yakalayamayan ve inişli çıkışlı bir grafik sergileyen iki takımın mücadelesi' şeklinde yorumlamıştım.

Karşılaşmanın ilk yarısında Malatyaspor 'Bir gol atar, üzerine yatarım' düşüncesi ile en kötü bir puan için sahaya çıktığını oyunuyla belli etti. Ancak performans olarak (Sadık hariç) vasatın üzerine çıkamayan oyuncuları yüzünden, bulduğu tehlikeli atakları amatörce harcadı ve karşılaşmada öne geçmeyi başaramadı.

Antalyaspor ise bir şeyler yapmaya çalışan ancak istediğini bir türlü yapamayan bir görüntüdeydi.

Özellikle hücumda oynayan Poul, Haji ve Gökdeniz'in uyumsuzluğu ciddi anlamda göze battı.

İkinci yarıda ise biraz daha istekli bir Antalyaspor sahada yer aldı. Bu sefer de gerek Sadık'ın performansı gerekse saha zemininin kötü olmasından dolayı bir türlü istenilen oyun ortaya konulamadı, pozisyon üretilemedi.

Hücum hattının tamamen değişmesi, oyunu dikine oynayabilen Hakan'ın sahaya dahil olması ile birlikte Antalyaspor'da da bir hareketlenme oldu.

Ve sağ bek Bünyamin'in yaptığı orta, sol bek Güray'ın ise golle sonuçlandırdığı güzel bir atak ile kırmızı beyazlılar sahadan 1-0 galibiyet ile ayrıldı.

Bir kaç noktaya değinmekte fayda var.

Öncelikle kendimizi kandırmayalım; Rize ve Malatya maçlarından alınan galibiyetler bizim iyi olduğumuz için değil, rakibin bizden kötü olduğu için kazanıldı. Ligin kötü takımlarından Göztepe ve Gaziantep'i yenemedik. Vasat Fenerbahçe karşısında galibiyeti istemedik. En kötü zamanında yakaladığımız Beşiktaş'a ise 2-0'dan maç verdik. Karagümrük maçının ilk yarısında ise mucizeler yaşandı. Yani biz geride kalan 7 haftalık periyotta 8 puan topladık ancak iyi oyun ortaya koyamadık.

Karşılaşmaların belirli bölümlerinde iyi oynadık, o kadar…

Öncelikle Ersun hoca bazı oyunculara çok fazla sabır gösteriyor ve sahada tutuyor. Bu diğer oyuncuları olumsuz etkiyebilir. Dikkat etmeliyiz.

İdeal hücum üçlüsü Amilton, Crivelli ve Ghacha gibi duruyor. Gökdeniz ile Poul; Amilton ve Ghacha'ya göre gole daha yakın oyuncular ancak Amilton ve Ghacha ikilisi ortada Crivelli ile daha olgun hücumlar yapabiliyor.

Orta sahada ise Nuri ve Poli birbirine benzer iki oyuncu. Burada Hakan daha fazla şans bulabilir. Çünkü Hakan, oyunu dikine oynayabilen, adam geçebilen bir futbolcu. Yani tam bir 8 numara gibi. İki yönlü oynama yeteneği takıma ciddi katkı sağlıyor. En büyük dezavantajı ise ilerleyen yaşı. Malatya maçında olduğu gibi Hakan, orta sahada oyunu dikine oynamaya devam ederse, Antalyaspor'un oyunu değişir ve güzelleşir.

Son olarak; Malatya maçına alınan galibiyet bize 3 puandan çok daha fazlasını kazandırdı. Moral bulmak, özgüven kazanmak adına çok önemliydi. Maçtan sonra da futbolcuların Ersun hocayı aralarına alıp, taraftara götürmesi ise maçın en güzel anıydı.

Futbolcular hocalarına güveniyor, inanıyor bu güzel. Hoca da her oyuncusuna güvenmeli ve inanmalı.

Bunu sağlayabilirse, çok farklı bir Antalyaspor izleyebiliriz…