İnsanımızın ruhsal sağlığı bozuk!

Türkiye’de özellikle son yıllarda, aşırı silahlanma, madde bağımlılığındaki artış, gasp, tecavüz, istismar ve kadına şiddet olayları ürkütücü boyutlara ulaştı. Sorunun polisiye tedbirlerle çözüleceği de yok. Sabah haberlerini dinlerken öğrendim. Hapishanelerde 337 bin tutuklu ve hükümlü bulunmasına karşın 560 bin kişi denetimli serbestlikten yararlanarak aramızda yaşıyor.

Türk insanının ruhsal sağlığını hayat pahalılığı, yoksulluk, yalnızlık ve ötekileşme duygusu bozuyor.

Bugün 10 Ekim.

Dünya Ruh Sağlığı Günü.

1992’den beri faaliyette olan bu örgüt, toplumsal ruh sağlığı konusunda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyor. Ana amaç, toplumsal refahı insan yaşamında öncelikli kılmak. Refah olmadan ruhsal yapı düzelmiyor.

Psikiyatri uzmanlarına göre bireyin ruh sağlığının iyi olması, stresle başa çıkabilmesi, olumlu ilişkiler kurabilmesi ve duygusal bir dengeye sahip olmasına bağlı.

***

Bakalım ruh sağlığı konusunda yapılan bir ankete göre, Türkiye ruh sağlığında nerede?

Karşımda, Alman sigorta şirketi AXA tarafından uluslararası kamuoyu araştırma şirketi Ipsos'a yaptırdığı ‘Ruh Sağlığı Raporu 2024’ adlı bir anketin sonuçları duruyor.

Anket kapsamında Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'daki 16 ülkenin her birinden bin kişiye ruh sağlığı durumları sorulmuş. 2023 ile karşılaştırıldığında sonuçlar hayli düşündürücü: 2024'te çoğu ülkede durum daha da kötüye gitmiş. Fransa, İrlanda ve Meksika'da psikiyatrik hastalığı olan kişilerin oranı yüzde 6 ila 7 oranında artarken Türkiye'de bu artış yüzde 8'e ulaşmış.

Anket sonuçlarına göre, 18 ila 34 yaş arasındaki gençlerin psikiyatrik sorunlardan mustarip olma olasılığı hayli yüksek. Türkiye’de 25-34 yaş grubundakilerin durumu daha da endişe verici boyutlarda. Gelecek kaygısı en büyük etken.

Anket kuruluşuna 18 ile 24 yaş arası tüm katılımcıların yüzde 43'ü ruhsal bir hastalığı olduğunu söylemiş. Bu oran Türk insanı için de geçerli. Daha yaşlı anket katılımcılarında ruhsal hastalıklar daha az yaygın. 65 ila 75 yaş arasındakilerin sadece yüzde 14'ü depresyon, anksiyete bozuklukları ve benzer ruhsal rahatsızlıklardan yakınmış.

Anket, ruhsal bir hastalık durumunda profesyonel yardımın ne kadar önemli olduğunu da açıkça ortaya koyuyor: Katılımcıların yüzde 57 gibi büyük bir çoğunluğu, konunun uzmanları tarafından yapılan tedaviler sayesinde hastalıklarından başarıyla kurtulduklarını söylerken Türkiye’de kaç kişinin uzmanlar tarafından tedavi edilip sağlığına kavuştuğuna ilişkin bir sayı yok! Yani psikiyatriste başvurma oranı hayli düşük!

Ne yapmak gerekiyor derseniz.

Önce hayat pahalılığını düşüreceğiz, yoksulluk, yoksunluğu bitireceğiz ve insanları ötekileştirmeden uzak duracağız. Sonra Adalet ve Yargıda Reform.

Bunun için de TBMM’de iktidarın muhalefetin teklif ve önerilerine sıcak bakması ve bir güven ortamı oluşması bekleniyor.

Ruhen ve bedenen sağlıklı bir yaşam dileğiyle