Türkiye Enerji, Su, ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Antalya Şubesi üyeleri çektikleri ekonomik zorluklara dikkat çekmek amacıyla Antalya’da bulunan iki önemli kurumun önünde birer saat arayla eylem yaptılar. Tes-İş üyeleri, önce  Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) 19. Bölge Müdürlüğü önünde, ardından da Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü giriş kapısında seslerini duyurmaya çalıştılar. 

Her iki eylemde de ortak bir açıklama yapan Türkiye Enerji, Su, ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Antalya Şube Başkanı Abdullah Kayser,  Mutlu bir azınlık dışında halkın geçim sıkıntısı içinde olduğunu söyleyen Başkan Abdullah Kayser, “Bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüz binler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz” dedi.


İŞÇİLER KARA KARA DÜŞÜNÜYOR

Temel ihtiyaç ürünlerinde etiket fiyatlarının her gün değiştiğini söyleyen Başkan Abdullah Kayser, “Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar ‘’Çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz ‘’ diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış. İşçisi, emeklisi  kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor” ifadelerini kullandı.

FEDAKARLIĞI SERVET SAHİPLERİ YAPSINLAR

İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün arttığına dikkat çeken Başkan Kayser, asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün olmadığını savundu. Geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizlere değinen Başkan Kayser, “Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakarlığı, kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır” dedi.

ÖNCE VERGİDE ADALET

Türkiye’de gelir adaletinin sağlanabilmesi için önce vergide adaletin sağlanması gerektiğini belirten Başkan Kayser, “Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve  oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır” şeklinde sözlerini sürdürdü.

İŞ YERLERİNDE HUZURSUZLUK KOL GEZİYOR

Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt askeri ücretin 12  katından az olmaması gerektiğini savunan Başkan Kayser, gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmesi gerektiğini söyledi. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Kayser, “Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç  tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır” dedi.

KIDEM TAZMİNATI VURGUSU 

Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatı olduğunu söyleyen Başkan Kayser, “TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün artırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Her iki eylemde, okunan basın açıklamasınından sonra oturma eylemi yapıldı.

Muhabir: Selim Çelik/Haber